| _id | tanim | bolumler | _class |
|---|---|---|---|
6
|
Tanı ve Tedavi Rehberleri
|
*** LARGE PROPERTY ***
~1.20 MB Preview:[{"_id":172,"tanim":"Giri Click to fetch this property |
tr.com.rxmediapharma.wu.model.mongo.Kitaplar
|
7
|
2009 Genişletilmiş Bağışıklama Programı Genelgesi
|
*** LARGE PROPERTY ***
~240 KB Preview:[{"_id":189,"tanim":"Giri Click to fetch this property |
tr.com.rxmediapharma.wu.model.mongo.Kitaplar
|
8
|
DSO Avrupa Obezite ile Mücadele
|
[
{
"_id": 222,
"tanim": "Giriş",
"duzey": "001",
"icerik": "<table width=\"100%\" border=\"0\"><tbody><tr><td><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81902#$\"></td><td class=tdvcc> <h1 align=center>DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ (DSÖ) </h1> <h1 align=center>AVRUPA OBEZİTE İLE MÜCADELE ŞARTI</h1></td><td><p align=right><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81949#$\"></p></td></tr></tbody></table><p>Obezite epidemisinin saglik, ekonomiler ve kalkinma üzerinde giderek artan olumsuz etkisini ele almak amaciyla, DSÖ Avrupa Obezite ile Mücadele Bakanlar Konferansi'na (Istanbul, Türkiye, 15-17 Kasim 2006) katilan Bakanlar ve delegeler, burada, Avrupa Saglik ve Tüketici Koruma Komiserinin huzurunda asagidaki, bir politika olarak, Avrupa Obezite ile Mücadele Taslak Sarti'ni kabul etmistir. Mevcut Sarti gelistirme sürecine diyalog ve danisma toplantilari araciligiyla farkli devlet sektörleri, uluslararasi kuruluslar, uzmanlar, sivil toplum ve özel sektör katilmistir.</p><p>Bu Şart'a uygun olarak obezite ile mücadele eyleminin güçlendirilmesine ve bu konuyu hükümetlerimizin politik gündeminin üst sıralarına taşıyacağımıza yönelik taahhüdümüzü beyan ediyoruz. Tüm ortaklarımıza ve paydaşlarımıza obeziteye karşı daha güçlü eylem belirlemeleri hususunda çağrıda bulunuyor ve bu hususta liderliğin DSÖ Avrupa Bölge Ofisi tarafından sağlanacağını kabul ediyoruz.</p><p>Acil önlem için yeterli kanıt bulunmaktadır, aynı zamanda yenilik için araştırma ve yerel ortamlara dair düzenlemeler ve özel bazı konulara ilişkin yeni araştırma politikaların etkililiğini geliştirecektir.</p><p>Obezite küresel bir halk sağlığı problemidir; Avrupa eyleminin bir örnek teşkil etmek ve bu sayede küresel çabaları seferber etmek hususlarında rol oynayacağını bildiriyoruz.</p>"
},
{
"_id": 223,
"tanim": "1. Mücadele",
"duzey": "002",
"icerik": "<p>Bizler kabul etmekteyiz ki:</p><table border=\"0\" cellpadding=\"3\"> <tr> <td>1.1</td> <td><b>Obezite epidemisi DSÖ Avrupa Bölgesi'nin en önemli halk sağlığı mücadelelerinden birisidir.</b> Obezitenin yaygınlığı son 20 yıl içerisinde 3 kat artmıştır. DSÖ Avrupa Bölgesi'ndeki tüm yetişkinlerin yarısı ve çocukların beşte biri fazla kiloludur. Bunların üçte biri obez olup, rakamlar hızla artmaktadır. Fazla kiloluk ve obezite bulaşıcı olmayan hastalık oranlarının artmasına, yaşam süresinin kısalmasına katkıda bulunmakta olup, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bölgede yıllık bir milyon üzerinde ölüm fazla vücut ağırlığına bağlı hastalıklardan kaynaklanmaktadır.</td> </tr> <tr> <td>1.2</td> <td><b>Eğilim özellikle çocuklar ve yetişkinler alarm düzeyine ulaşmıştır,</b> böylelikle epidemi yetişkinliğe geçmekte ve gelecek nesil için giderek daha çok sağlık yükü yaratmaktadır. Çocukluk obezitesinin yaygınlığındaki yıllık artış oranı düzenli olarak yükselmekte olup, günümüzde 1970 yılındaki oranın on kat kadar fazlasıdır.</td> </tr> <tr> <td>1.3</td> <td><b>Obezite ekonomik ve sosyal kalkınmayı da önemli şekilde etkilemektedir.</b> Yetişkinlerde obezite ve fazla kiloluluk Avrupa Bölgesi'ndeki sağlık hizmeti harcamalarının %6'sını teşkil etmekte olup, buna ek olarak bunun en az iki katı kadar da dolaylı maliyetlere yol açmaktadırlar (yaşamın üretkenliğin ve ilgili gelirlerin kaybedilmesi). Fazla kilo ve obezite düşük sosyo-ekonomik grupları daha çok etkilemekte, bununla birlikte sağlık ve diğer eşitsizliklerin artmasına katkıda bulunmaktadır.</td> </tr> <tr> <td>1.4</td> <td><b>Epidemi değişen sosyal, ekonomik, kültürel ve fiziksel çevrenin sonucu olarak son yıllarda artış göstermektedir.</b> Nüfustaki enerji dengesizliği, enerjisi-yoğun besleyiciliği düşük yiyecek ve içeceklerin (yüksek oranlarda doymuşun yanı sıra toplam yağ, tuz ve şeker içeren) artması dahil birlikte meyve ve sebzelerin yetersiz tüketimi ile birleşerek fiziksel aktivitenin dramatik şekilde düşmesi ve değişen beslenme modelleri sonucunda tetiklenmektedir. Mevcut verilere göre, Avrupa Bölgesi'ndeki birçok ülkede yetişkin nüfusun üçte ikisi sağlık kazanımını sağlamak ve sürdürmek için fiziksel olarak yeterli aktiviteye sahip değildir ve yalnızca birkaç ülkede meyve ve sebze tüketimi tavsiye edilen oranlara ulaşmayı başarmıştır. Tek başına genetik yatkınlık sosyal, ekonomik, kültürel ve fiziksel çevre değişiklikleri gibi değişiklikler olmadan obezite epidemisini açı klayamam aktad ı r.</td> </tr> <tr> <td>1.5</td> <td><b>Uluslararası eylem ulusal politikaların desteklenmesi için zaruridir.</b> Obezite artık yalnızca zengin toplumların bir sendromu değildir. Özellikle küreselleşme bağlamında gelişmekte olan ülkeler ve ekonomileri dönüşüm sürecinde olan ülkelerde de aynı oranda egemendir. Sektörler arası eyleme geçmek hala bir zorluktur ve hiçbir ülke epidemiyi etkili şekilde kontrol altına almayı başaramamıştır. Hem karakteri hem de sonuçları açısından birçok anahtar önlemin sınır ötesi olması nedeniyle obeziteye karşı hareket hususunda güçlü uluslararası koordine eylem oluşturmak hem bir mücadele hem de bir olanaktır.</td> </tr></table>"
},
{
"_id": 224,
"tanim": "2. Ne Yapılabilir: Hedefler, İlkeler ve Eylem Çerçevesi",
"duzey": "003",
"icerik": "<table border=\"0\"> <tbody> <tr> <td><b>2.1</b></td> <td colspan=\"3\"><b>Obezite epidemisi tersine çevrilebilir.</b> Eğilimi tersine çevirmek ve epidemiyi kontrol altına almak mümkündür. Bu da; sorunun kaynağının, hızla değişen insan yaşam biçimlerinin sosyal, ekonomik ve çevresel belirleyicilerinde yatması sebebiyle ancak kapsamlı bir eylem ile gerçekleştirilebilecektir. Vizyon, diyet ve fiziksel aktivite ile ilgili sağlıklı yaşam stillerinin norm olduğu, sağlık hedeflerinin ekonomi, toplum ve kültür ile ilgili hedefleri ile uyumlu olduğunu ve bireyler için sağlıklı seçimlerin daha erişilebilir ve kolay olduğu toplumları şekillendirmektir.</td> </tr> <tr> <td><b>2.2</b></td> <td colspan=\"3\"><b>Epideminin engellenmesi ve eğilimin tersine çevrilmesi Bölge'de esas hedeftir.</b> Başta çocuklar ve adölesanlar ile ilgili olanlar olmak üzere açıkça görülen bir ilerleme, ülkelerin çoğunda önümüzdeki 4-5 yıl içerisinde başarılmalı ve eğilimi en geç 2015 yılı itibariyle tersine çevirmek mümkün olmalıdır.</td> </tr> <tr> <td><b>2.3</b></td> <td colspan=\"3\">Aşağıda belirtilen ilkeler DSÖ Avrupa Bölgesi'nde eyleme kılavuzluk etmelidir:</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.3.1</b></td> <td colspan=\"2\">Yüksek düzey politik istek ve liderlik ile bütüncül bir devlet taahhüdü farklı sektörler arasında seferberliğin ve sinerjinin elde edilmesi için gereklidir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.3.2</b></td> <td colspan=\"2\">Obeziteye karşı eylem bulaşıcı olmayan hastalıkları ve sağlık teşvikini hedef alan genel stratejiler ve bunun yanı sıra daha geniş bağlamda sürekli gelişme ile bağlantılı olmalıdır. İyileştirilmiş beslenme ve fiziksel aktivite halk sağlığı üzerinde, fazla kilo ve obezitenin azaltılmasına bağlı yararların ötesinde kalıcı ve çoğunlukla hızlı etki yaratacaktır.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.3.3</b></td> <td colspan=\"2\">Bireylerin sorumlukları ve hükümetler ile toplumların sorumlulukları arasında denge kurulmalıdır. Obeziteleri yüzünden yalnızca bireyleri sorumlu tutmak kabul edilebilir olmamalıdır.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.3.4</b></td> <td colspan=\"2\">Her bir ülkenin veya bölgenin kültürel bağlamında gerçekleştirilen eylemi düzenlemek ve sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitenin sağladığı memnuniyetin altını çizmek gerekmektedir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.3.5</b></td> <td colspan=\"2\">Tüm düzeylerde, hükümet, sivil toplum, özel sektör, meslek ağları, medya ve uluslararası kuruluşlar gibi tüm paydaşlar arasında ortaklık inşa etmek gereklidir (ulusal, alt-ulusal ve yerel).</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.3.6</b></td> <td colspan=\"2\">Başta enerji yoğun gıdalar ve içeceklere yönelik pazar baskısının daha zayıf düzenlemeye sahip ülkelere çevrilmesini önlemek olmak üzere politika önlemleri Bölgenin farklı kesimlerinde koordine edilmelidir. DSÖ hükümetler arası koordinasyonunun kolaylaştırılması ve desteklenmesi hususunda rol oynayabilecektir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.3.7</b></td> <td colspan=\"2\">Ticari faaliyetler tarafından saflıkları ve deneyimsizlikleri istismar edilmemesi gereken çocuklar ve adölesanlar gibi hassas gruplara özel ilgi gösterilmelidir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.3.8</b></td> <td colspan=\"2\">Sağlıklı seçim yapmak hususunda daha fazla kısıtlama ve sınırlandırmalar ile karşı karşıya kalan düşük sosyo-ekonomik nüfus gruplarını desteklemek de yüksek bir önceliktir. Sağlıklı seçimlerin sağlanabilmesine yönelik erişimin arttırılması ve bunların uygun fiyatlı olması bundan dolayı bir ana hedef olmalıdır.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.3.9</b></td> <td colspan=\"2\">Halk sağlığı hedefleri ticaret, tarım, ulaşım ve şehir planlama alanlarındaki politikaların yanı sıra ekonomik politika geliştirilirken öncelikli olarak ele alınmalıdır.</td> </tr> <tr> <td><b>2.4</b></td> <td colspan=\"3\"><b>Ana aktörleri, politik araçları ve ortamı bir araya getirecek bir çerçeve bu ülkelerin eyleme dönüştürülmesi için gereklidir.</b></td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.4.1</b></td> <td colspan=\"2\"><b>Tüm ilgili hükümet sektörleri ve kademeleri rol oynamalıdır.</b> Uygun kurumsal mekanizmalar bu işbirliğini mümkün kılmak için görevini yapmalıdır.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td> </td> <td>-</td> <td>Sağlık bakanlıkları, çok sektörlü eylemi savunarak, cesaretlendirerek ve rehberlik ederek öncü bir rol üstlenmelidir. Sağlık sektörü çalışanları ve sağlık hizmeti kullanıcıları arasında sağlıklı seçimlerin kolaylaştırılması için örnek olmalıdır. Sağlık sisteminin rolü, önleme tedbirlerinin tasarlanması ve teşvik edilmesi ve de teşhis izleme ve tedavi sağlanması ile yüksek risk altındaki kişiler ve halihazırda fazla kilolu ve obez olan kişiler ile uğraşırken de önemlidir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td> </td> <td>-</td> <td>Tarım, gıda, finans, ticaret ve ekonomi, tüketici işleri, kalkınma, ulaşım, şehir planlama, eğitim ve araştırma, sosyal refah, çalışma, spor, kültür ve turizm gibi ilgili tüm bakanlıkları ve kurumları sağlığı teşvik edici politika ve eylemlerin geliştirilmesi hususunda çok önemli role sahiptir. Bu kendi alanları açısından da yarar sağlayacaktır.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td> </td> <td>-</td> <td>Yerel merciler fiziksel aktivite, aktif yaşam ve sağlıklı beslenme için ortam ve olanak yaratılmasında büyük güce ve role sahip olup, bunları gerçekleştirirken desteklenmelidir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.4.2</b></td> <td colspan=\"2\"><b>Sivil toplum politika yanıtını destekleyebilir.</b> Kamuoyunun farkındalığının ve eylem için talebin arttırılması için ve yenilikçi yaklaşımların bir kaynağı olarak sivil toplumun aktif katılımı önemlidir. Sivil toplum kuruluşları obezite ile mücadele stratejilerini destekleyebilecektir. İşveren, tüketici, ebeveyn, genç ve spor birlikleri ile diğer dernek ve ticaret birlikleri özel bir rol oynayabilir. Sağlık çalışanları kuruluşları üyelerinin önleyici eyleme tamamıyla bağlı olmalarını sağlamalıdır.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.4.3</b></td> <td colspan=\"2\"><b>Daha sağlıklı bir çevre yaratılmasının yanı sıra kendi çalışma ortamlarında sağlıklı seçimlerin teşvik edilmesi hususunda özel sektör önemli bir rol oynamalıdır ve sorumluluğa sahiptir.</b> Buna temel üreticilerden perakendecilere tüm gıda zinciri içindeki işletmeler dahildir. Halk sağlığı politikalarının çizdiği çerçeve içerisinde tüketici eğitimi de rol oynayabilirken; eylem, üretim, pazarlama ve ürün enformasyonu gibi kendi ana faaliyet alanlarına odaklanmalıdır. Spor kulüpleri, eğlence ve inşaat şirketleri, reklamcılar, toplu taşıma, aktif turizm gibi sektörlerin de önemli bir rolü bulunmaktadır. Özel sektör, sağlıklı seçeneklere yatırımlara yatırım yapılması hususunda ekonomik fırsatlara vurgu yapılması ile her iki tarafında kazançlı olacağı çözümlere iştirak edebilir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.4.4</b></td> <td colspan=\"2\"><b>Medya bilgilendirme ve eğitimin sağlanması,</b> farkındahğın arttırılması ve bu alanda halk sağlığı politikalarının desteklenmesi hususlarında önemli sorumluluğa sahiptir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.4.5</b></td> <td colspan=\"2\"><p><b>Sektörler arası işbirliği yalnızca ulusal değil, uluslararası düzeyde de elzemdir.</b> DSÖ uluslararası eylemi cesaretlendirebilir, koordine ve öncülük edebilir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF), Dünya Bankası, Avrupa Konseyi, Uluslararası Çalışma Örgütü (lLO) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) gibi uluslararası kuruluşlar etkili ortaklıklar yaratabilir ve bu suretle ulusal ve uluslararası düzeylerde çok sektörlü işbirliğini harekete geçirebilir. Avrupa Birliği (AB), AB mevzuatı, halk sağlığı politikası ve programları, araştırma ve Avrupa Beslenme, Fiziksel Aktivite ve Sağlık Platformu gibi faaliyetler aracılığıyla başlıca role sahiptir.</p><p>Beslenme, Fiziksel Aktivite ve Sağlık Küresel Stratejisi; Avrupa Gıda ve Beslenme Eylem Planı ve Avrupa Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü Stratejisi gibi var olan uluslararası taahhütler rehberlik ve sinerji yaratılması için kullanılmalıdır. Buna ek olarak, Avrupa Çocuk Çevre ve Sağlık Eylemi Programı (CEHAPE) ile Pan-Avrupa Ulaşım, Sağlık ve Çevre Programı (THE-PEP), remisyonu sınırları dahilinde Codex Alimentarius gibi politik taahhütler uluslararası eylemde tutarlılık ve bağlılık sağlanması ve kaynakların etkili kullanılmasının maksimize edilmesi için kullanılabilecektir.</p></td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.4.6</b></td> <td colspan=\"2\"><b>Düzenleyici önlemlere özel önem verilmek suretiyle politika araçları mevzuattan kamu/özel sektör ortaklığına dek farklılık sergileyebilecektir.</b> Hükümet ve ulusal parlamentolar mevzuat dahil düzenleyici önlemler aracılığıyla tutarlılığı ve devamlılığı sağlamalıdır. Diğer önemli araçlar politikanın yeniden formüle edilmesini, mali ve kamu yatırım politikalarını, sağlık etki değerlendirmesini, farkındalığı arttıracak ve tüketici bilgilendirmesini sağlayacak kampanyaları, kapasite inşası ve ortaklığı, araştırma, planlama ve izlemeyi içermektedir. Halk sağlığı gerekçesi ve paylaşılan tanımlanan halk sağlığı hedefleri ile kamu/özel ortaklıkları cesaretlendirilmelidir. Özel düzenleyici önlemler; bu alanda çocuklara pazarlama kodeksi gibi uluslararası yaklaşımların geliştirilmesi ile başta çocuklar olmak üzere enerji-yoğun yiyecek ve içeceklerin ticari promosyonun kapsamı ve etkisini sürekli olarak azaltılmasına ve de bisiklet kullanımının ve yürüyüşün teşvik edilmesi için güvenli yollara yönelik düzenlemelerin kabul edilmesini içermelidir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.4.7</b></td> <td colspan=\"2\"><b>Hem mikro hem de makro düzeylerde ve farklı ortamlarda eyleme geçilmelidir.</b> Ev ve aileler, topluluklar, ana okulları, okullar, çalışma ortamları, ulaşım araçları, şehir çevre düzenlemesi, konut, sağlık ve sosyal hizmetler ve boş zaman değerlendirme olanakları gibi ortamlara özel önem gösterilmelidir. Eylem yerel, ülke ve uluslararası düzeyleri kapsamalıdır. Bu sayede, bireyler sunulan olanakları aktif bir şekilde kullanmak hususunda sorumluluk almak için desteklenmeli ve cesaretlendirilmelidir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.4.8</b></td> <td colspan=\"2\"><b>Eylem daha sağlıklı beslenmenin ve fiziksel aktivitenin teşvik edilmesi ile optimal enerji dengesinin sağlanmasını hedeflemelidir.</b> Bilgi ve eğitim önem taşımaya devam ederken, odak sağlıklı yaşam biçimlerini desteklemek için sosyal, ekonomik ve fiziksel ortamın değiştirilmesine yönelik tasarlanmış müdahalelere yönlendirilmelidir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.4.9</b></td> <td colspan=\"2\"><b>Anahtar olarak zaruri önleyici tedbirler eylem paketi teşvik edilmelidir; ülkeler bu paketten ulusal ortamlarına ve politik kalkınma düzeylerine bağlı olarak müdahaleleri daha çok önceliklendirebilir.</b> Zaruri eylem paketi: başta çocuklar olmak üzere pazarlama baskısının azaltılması; anne sütünün teşviki, meyve ve sebze dahil sağlıklı gıda teminin ve ulaşılabilirliğinin iyileştirilmesi; sağlıklı yiyecek seçimlerine yönelik ekonomik önlemler: sosyal dezavantajlı gruplar için destek dahil uygun fiyatlı eğlence/egzersiz olanakları sağlanması; işlenmiş ürünlerde yağ, serbest (özellikle katkılı), şekerler ve tuzun azaltılması; beslenmeye dair uygun etiketleme; daha iyi şehir düzenlemeleri ve ulaşım olanakları ile bisiklet ve yürüyüşün teşvik edilmesi; boş zamanını fiziksel aktivite ile geçirmesi için insanları motive edecek yerel ortamların oluşturulması; okullarda sağlıklı yiyecek, günlük fiziksel aktivite, beslenme ve fiziksel eğitimin sağlanması; işyerlerinde insanların daha iyi beslenmesi ve fiziksel aktivite için motive edilmesi; ulusal gıda-temelli beslenme kılavuzlarının ve fiziksel aktivite kılavuzlarının hazırlanması/iyileştirilmesi ve bireysel sağlık davranış değişikliği kabulünün teşvik edilmesini içerecektir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.4.10</b></td> <td colspan=\"2\"><b>Halihazırda fazla kilolu dolayısıyla yüksek risk altında olan kişilerde obezitenin önlenmesine ve obezite hastalığının tedavi edilmesine yönelik önem devam etmelidir.</b> Bu hususta özel eylemler arasında fazla temel sağlık hizmetlerinde kilo ve obezitenin zamanında tespiti ve yönetimi, obezitenin önlenmesine yönelik sağlık çalışanlarının eğitiminin sağlanması ve tarama ve tedavi için klinik rehberliğin yayınlanması yer almaktadır. Her yaştan obez kişilere yönelik damgalama ya da aşağı görme mutlaka önlenmelidir.</td> </tr> <tr> <td> </td> <td><b>2.4.11</b></td> <td colspan=\"2\"><b>Politika tasarlanırken ve uygulanırken etkililiği ortaya koyulmuş başarılı müdahaleler kullanılmalıdır.</b> Bunlar insanlara okulda ücretsiz meyve sunacak programları; sağlıklı yiyeceklerin makul şekilde fiyatlandırılmasını; sosyo-ekonomik bağlamda geri kalmış bölgelerde ve iş yerlerinde daha sağlıklı yiyeceklere erişim, bisiklet öncelikli yolların açılmasını; çocukların okula yürümelerinin teşvik edilmesini; sokak lamba ışıklandırılmasının iyileştirilmesini; merdiven kullanımın teşvik edilmesini; televizyon izlenmesinin azaltılması gibi daha sağlıklı gıdaların tüketilmesi ve fiziksel aktivite seviyelerinin arttırılması gibi etkisi kanıtlanmış projeleri içermektedir. Okul programları ve aktif ulaşım gibi obeziteye karşı birçok müdahalenin yüksek oranda maliyet etkililiğine sahip olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. DSÖ Avrupa Bölge Ofisi karar alıcılara iyi uygulama pratikleri ve vaka çalışmaları örnekleri sağlayacaktır.</td> </tr> </tbody></table>"
},
{
"_id": 225,
"tanim": "3. İlerleme ve İzleme",
"duzey": "004",
"icerik": "<table border=\"0\"> <tbody> <tr> <td><b>3.1</b></td> <td>Mevcut Şart DSÖ Avrupa Bölgesi genelinde obeziteye karşı eylemin güçlendirilmesini amaçlamaktadır. Ulusal politikaları ve mevzuatı ile eylem planları dahil olmak üzere düzenleyici eylemi harekete geçirecek ve etkileyecektir. Beslenme ve fiziksel aktiviteyi içeren bir Avrupa Eylem Planı, Şart aracılığıyla sağlanan ilke ve çerçeveleri özel eylem paketlerine ve izleme mekanizmalarına dönüştürecektir.</td> </tr> <tr> <td><b>3.2</b></td> <td>Ulusal sağlık sürveyans sistemine dahiliyet için uluslararası kıyaslanabilen anahtar göstergelerin geliştirilmesi amacıyla bir sürecin bir araya getirilmesi gerekmektedir. Bu veriler böylelikle savunuculuk, politika yapılması ve izleme amaçları ile kullanılabilecektir. Bu aynı zamanda düzenli değerlendirilmesine, politikaların ve eylemlerin gözden geçirilmesine ve bulguların geniş kitlelere dağıtılabilmesine olanak sağlayacaktır.</td> </tr> <tr> <td><b>3.3</b></td> <td>Düşüş gösteren obezite ve ilgili hastalıklar bağlamında sonuçların ortaya koyulması zaman alacağı için uzun dönemli izleme süreci zaruridir. DSÖ Avrupa düzeyinde ilki 2010 yılını geçmeyecek şekilde üç yıllık ilerleme raporları hazırlanmalıdır.</td> </tr> </tbody></table><br><table align=center border=\"0\"> <tbody> <tr class=tdvcc> <td><p>Prof. Dr. Recep Akdağ<br>T.C. Sağlık Bakanı</p></td> <td> </td> <td><p>Dr. Marc Danzon<br>DSÖ Avrupa Bölge Ofisi Direktörü</p></td> </tr> </tbody></table><p align=center>16 Kasım 2006</p><p> <table width=\"100%\" border=\"0\"> <tbody> <tr> <td><img hspace=\"10\" src=\"$#81902#$\" vspace=\"10\"></td> <td> <p align=right><img hspace=\"10\" src=\"$#81949#$\" vspace=\"10\"></p></td> </tr> </tbody></table></p>"
}
]
|
tr.com.rxmediapharma.wu.model.mongo.Kitaplar
|
9
|
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi
|
[
{
"_id": 233,
"tanim": "Kapak",
"duzey": "000",
"icerik": "<p align=center>.<img hspace=\"10\" src=\"$#81926#$\" vspace=\"10\">.</p>"
},
{
"_id": 226,
"tanim": "Giriş",
"duzey": "001",
"icerik": "<p align=center><b>T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI</b></p><p align=center><b>Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü</b></p><p><b>KIRIM - KONGO KANAMALI ATEŞİ</b></p><p>Bu kitapçıkta yer alan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hakkında bilgi notu, Klinik Tanımlama, Vak'a Tanımı, Vak'alara Yaklaşım Önerileri ve Vak'a Bildirim Çizelgesi 30.12.2003 tarihli ve B100TSH0110002/20409 sayılı yazı ile \"<i>Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi'nde Vak'a Yönetimi ve İzolasyon Önlemleri</i>\" 31.03.2004 tarihli ve B100TSH0110002/5367 (2004/46) sayılı Daimi Genelge ekinde yayımlanmıştır.</p><p align=center><u>ANKARA</u><br>2005</p><p>T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI<br>Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü;<br>Bulaşıcı ve Salgın Hastalıklar Kontrolü Daire Başkanlığı Zoonoz ve Paraziter Hastalıklar Şube Müdürlüğü<br>Telefon : 0 312 433 23 31<br>Belgegeçer : 0 312 432 29 94<br>Elektronik mektup : <a href=\"mailto:zoonoz.paraziter@saglik.gov.tr\">zoonoz.paraziter@saglik.gov.tr</a></p><p><b>2. Baskı<br></b>Onur Matbaacılık Ltd. Şti. 0 312 394 08 90</p>"
},
{
"_id": 231,
"tanim": "Önsöz",
"duzey": "002",
"icerik": "<p>Tarih sayfalarında, hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların - ki bunlar genel olarak zoonoz hastalıklar diye bilinir - insanların başına musallat olduğu ve o zamanki şartlar çerçevesinde yeterli mücadelenin yapılamayışından çok sayıda insanın öldüğü kayıtlıdır.</p><p>Geçen yüzyılda ortaya çıkan viral kanamalı ateş salgınları ve bunlara bağlı bir çok insanın hayatını kaybetmesi, deli dana olarak bilinen hastalığın insanlara da bulaşabileceğinin bildirilmesi, son yıllarda da SARS ve kuş gribi (avian influenza) gibi yeni hastalıkların ortaya çıkması hem dünya kamuoyunu meşgul etmekte hem de büyük korkuya neden olmaktadır. Asıl korkulan, bilim adamlarının basına da yansıyan ifadelerine göre, önümüzdeki yıllarda yine önemli epidemilerle karşılaşılabileceği ve bunların da çok büyük bir kısmının zoonoz karakterli olabileceğidir.</p><p>Bugün için Dünya Sağlık Örgütü tarafından 200'ün üzerinde zoonoz hastalığın varlığından bahsedilmekle birlikte, değişik zamanlarda bu hastalıklara yenileri eklendiğinden bu sayı sürekli olarak artmaktadır.</p><p>Zoonoz hastalıklar, ülkemizde de birtakım sebeplerden dolayı, hâlâ önemli bir halk sağlığı problemi olmaya devam etmekte olup, bu listeye <b>Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)</b> olarak bilinen viral bir hastalığın eklendiği de herkesin malumudur.</p><p>Bilindiği gibi, hastalık 2002 ve 2003 yıllarının bahar ve yaz aylarında görülmüş ve Bakanlığımızın yaptığı çalışmalar neticesinde hastalığın KKKA olduğu anlaşılmıştır.</p><p>Hastalığın belirlenmesinden sonra Bakanlığımız, KKKA konusunda sağlık çalışanlarına yönelik genel bilgiler, klinik tanımlama, vak'a tanımı, vak'alara yaklaşım önerileri, KKKA Vak'a Takip Çizelgesi ile KKKA'da Vak'a Yönetimi ve İzolâsyon Önlemleri adı altında hazırladığı dokümanları genelgelerle bütün ilgililerine ulaştırmıştır.</p><p>Ancak, KKKA'ya ait hazırlanan bu bilgilerin fazlalığı ve ayrı ayrı genelgeler halinde olmasından dolayı, bilgiye ulaşımda birtakım problemlerin olduğu bilgileri de tarafımıza iletilmiştir.</p><p>Bu nedenle, konuya ilişkin bütün bilgilerin bir kitapçıkta toplanması ve ilgililerin kolay ulaşmasının temini amacıyla bu kitapçık hazırlanarak siz değerli çalışma arkadaşlarımın hizmetine sunulmuştur.</p><p>Kitapçığın ülkemize, halkımıza ve bütün sağlık çalışanlarımıza faydalı olmasını temenni eder, başta, kitapçığı hazırlayarak sağlık camiasına kazandıran Genel Müdürlüğümüz Bulaşıcı ve Salgın Hastalıklar Kontrolü Daire Başkanlığı Zoonoz ve Paraziter Hastalıklar Şube Müdürü Dr. Veteriner Hekim Ramazan UZUN olmak üzere, bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ederim.</p><p><b>Uzm. Dr. Turan BUZGAN<br>Genel Müdür V.</b></p>"
},
{
"_id": 227,
"tanim": "Bölüm 1 - Kırım Kongo Kanamalı Ateşi",
"duzey": "003",
"icerik": "<h2>1. Giriş</h2><p>İnsanlarda klinik ve subklinik olarak seyreden ve sayıları gittikçe artan arbovirüsler, artropodların vektörlük yaptığı ve insanlarda sendromlar halinde görülen önemli bir enfeksiyon hastalığı grubunu oluşturmaktadır. İnsanlarda başlıca ensefalitler, kısa süren ateşli hastalıklar, kanamalı ateşler, poliartrit ve raş ile ön plana çıkan sendromlar şeklinde görülürler.</p><p>Kanamalı ateşlerin, biyolojik silah olarak kullanım alanı bulmaları önemlerini daha da artırmaktadır.</p><p>Bu sendromlardan kanamalı ateşler grubunda yer alan <b>Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA),</b> 2002 ve 2003 yıllarının bahar ve yaz aylarında bazı illerimizde görülmüş ve Sağlık Bakanlığının yapmış olduğu çalışmalar neticesinde hastalığın KKKA olduğu anlaşılmıştır.</p><p>KKKA, Bunyaviridae ailesine bağlı <i>Nairovirus </i>soyundan virüslerin meydana getirdiği, şiddetli bir seyir gösteren ve fatalitesi oldukça yüksek (yaklaşık %30; bu rakam bazı kaynaklarda %50'ye kadar çıkmaktadır) olan bir hastalıktır. Hastalık hayvanlarda, insanlara nazaran daha yaygın olarak görülmekle beraber asemptomatik seyretmekte olup, zoonoz karakterli bir hastalıktır; sporadik vak'alar veya salgınlar şeklinde insanlarda da görülebilmektedir.</p><p>Bu grup virüsler, 100 nm (nanometre) büyüklüğünde, Ribonükleik asit (RNA) içeren, heliksel kapsidli ve zarflı virüslerdir.</p><p>KKKA ilk olarak 1944 yılında Kırım'da görülmüş ve <b>Kırım Kanamalı Ateşi</b> olarak tanımlanmıştır. Daha sonra 1956 yılında Kongo'da görülen hastalığın, 1969 yılında Kırım Kanamalı Ateşi ile aynı olduğunun farkına varılmış ve hastalık bundan sonra bugünkü bilinen ismiyle anılmaya başlamıştır.</p><table align=center border=\"0\"><tbody><tr><td><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81924#$\"></td></tr></tbody></table> <h2>2. Klinik Tanımlama</h2><p>Klinik semptomlar, karaciğer ve endotel hasarı ile tombositlerdeki dramatik düşüşün bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.</p><p>Ateş, kırıklık, baş ağrısı, halsizlik, aşırı duyarlılık, kollarda, bacaklarda ve sırtta şiddetli ağrı ve belirgin bir iştahsızlıkla başlar. Bazen kusma, karın ağrısı veya ishal olabilir, ilk günlerde yüz ve göğüste <a href=\"[N]0|0|21302\">peteşi</a> ve konjonktivalarda kızarıklık dikkati çeker. Gövde ve ekstremitelerde <a href=\"[N]0|0|43118\">ekimozlar</a> oluşabilir. <a href=\"[N]0|0|26264\">Epistaksis</a>, <a href=\"[N]0|0|8625\">hematemez</a>, <a href=\"[N]0|0|11240\">melena</a> ve <a href=\"[N]0|0|25936\">hematüri</a> sıktır. Bazen vajinal kanama da olabilir. Genellikle <a href=\"[N]0|0|8739\">hepatit</a> görülür. Ağır olgularda hastalığın 5. gününden itibaren hepatorenal ve pulmoner yetersizlikler görülebilir. Ateş, 5. veya 12. güne kadar çıkar ve lizisle düşer; nekahat dönemi uzun sürer.</p><table align=center border=\"0\"><tbody><tr><td><p align=center><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81921#$\"><br><i>KKKA'da kolda ekimoz</i></p></td></tr></tbody></table><p>Ölüm olayları daha çok hastalığın ikinci haftalarında (5-14. gün) görülebilmekte ve bu oran yaklaşık %30'ları bulabilmektedir; iyileşme genelde hastalığın dokuzuncu veya onuncu günlerinde olmaktadır.</p><p>Laboratuvar bulgusu olarak özellikle lökopeni ve trombositopeni dikkati çekmektedir. Aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT), kreatin kinaz (CK) ve bilirubin değerlerinde yükselmeyi alkalen fosfataz (ALP), gama glutamiltransferaz (GGT) ve laktat dehidrogenaz (LDH) değerindeki yükselme takip eder. Protrombin zamanı (PT), aktive parsiyel protrombin zamanı (aPTT) ve diğer pıhtılaşma testlerinde belirgin bozukluk görülmektedir. Bariz kanama olmasa da hemoglobin düzeylerinde düşme gözlenebilir.</p> <h2>3. Epidemiyoloji ve Bulaşma</h2><p>Hastalık sıklıkla Afrika, Asya, Orta Doğu ve Doğu Avrupa'da endemiktir. KKKA'nın son yıllarda Kosova, Arnavutluk, İran, Pakistan ve Güney Afrika'dan sporadik vak'aları ve epidemileri de bildirilmiştir.</p><table align=center border=\"0\"><tbody><tr><td> <center><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81915#$\"><br><i>Doğada keneler</i></center></td><td> <center><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81916#$\"><br><i>Kenenin üstten görünümü</i></center></td></tr></tbody></table><p>Virüs, birçok evcil ve yabani hayvanı enfekte etmekte ve hastalık hafif seyretmektedir. Bir çok kuş virüse karşı dirençli iken, virüsün yayılmasında önemli rol oynarlar. Hayvanlardaki hastalık enfekte kenelerin ısırması ile başlamaktadır.</p><table align=center border=\"0\"><tbody><tr><td><p align=center><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81917#$\"><br><i>Vücuda yapışmış kene</i></p></td></tr></tbody></table><p>KKKA'nın bulaşmasında <i>Hyalomma </i>soyuna ait keneler daha büyük bir yere sahip olmakla birlikte, 30 civarında kene türünün bu hastalığı bulaştırabileceği bildirilmektedir. Virüs kenelerde, transovaryal ve transstadiyal pasajlarla idame olur; keneler arasında venereal olarak bulaşmanın olduğu da bildirilmektedir. Henüz ergin olmamış <i>Hyalomma </i>soyuna ait keneler, küçük omurgalılardan kan emerken virüsleri alır, gelişme evrelerinde muhafaza eder. Keneler, insan veya hayvanlardan kan emerken virüsleri de bulaştırırlar.</p><p>Küçük omurgalılar ve özellikle yerde beslenen kuşlar, keneleri enfekte eden en önemli konak grubunu oluşturmaktadır; keneler, biyolojik evrimlerinin değişik safhalarında bu canlılardan kan emerler.</p><p><i>Hyalomma </i>soyuna ait keneler ülkemizin de içinde bulunduğu çok geniş bir coğrafik alanda yerleşmişlerdir. Ülkemiz, kenelerin yaşamaları için coğrafî açıdan oldukça uygun bir yapıya sahiptir. Türlere göre değişmekle beraber, kenelerin küçük kemiricilerden, yaban hayvanlarından evcil memeli hayvanlara ve kuşlara kadar geniş bir konakçı spektrumları mevcuttur.</p><p>Hastalık daha çok hayvancılıkla uğraşanlarda, mezbaha çalışanlarında ve kırsal alanda yaşayanlarda görülebilmektedir. Enfekte hayvanların kan ve dokuları ile temas sonucu da geçiş olabilmektedir. Ayrıca <a href=\"[N]0|0|43097\">nosokomiyal enfeksiyon</a> oluşturma riski de bildirilmektedir.</p><p>Bugün için etkili bir aşısı bulunmayan KKKA'nın geçirilmesinden sonra bağışıklığın ömür boyu sürebileceği belirtilirken, konvalesan dönem plazmaları ile yapılan pasif immünizasyonların uygulanabilir nitelikte olmadığı da ifade edilmektedir.</p> <h2>4. Kuluçka Süresi</h2><p>Kene tarafından ısırılma ile virüsün alınmasını müteakip kuluçka süresi genellikle 1-3 gündür; bu süre en fazla 9 gün olabilmektedir. Enfekte kan, ifrazat veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu bulaşmalarda bu süre 5-6 gün; en fazla ise 13 gün olabilmektedir.</p><table align=center border=\"0\"><tbody><tr><td><p align=center><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81920#$\"><br><i>Kenelerde yumurtlama</i></p></td></tr></tbody></table> <h2>5. Tanı</h2><p>Tanı için biyogüvenlik açısından tam güvenli laboratuvarlara ihtiyaç vardır. Tanıda, virüsün ya da virüs RNA'sının kan ve doku örneklerinden izolasyonu, virüs antijeninin ve virüse karşı oluşmuş antikorların serolojik olarak gösterilmesi esasına dayalı yöntemler kullanılmaktadır. Oluşan antikorlar, serolojik yöntemlerden en hızlı ELISA (Enzyme-Linked Immunosorbent Assay) ile saptanabilmektedir; immünglobülinlerden IgG ve IgM antikorları hastalığın yaklaşık 6. gününden itibaren serumda belirlenebilir. IgM'ler 4 ay kadar serumda belirlenebilirken, IgG'ler azalır; ancak, yine de 5 yıla kadar IgG antikorlarına rastlanabilir.</p><table align=center border=\"0\"><tbody><tr><td><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81925#$\"></td></tr></tbody></table><p>Bazı kişilerde hastalık, özgül antikorlar kanda belirlenene kadar ölümle sonuçlanabileceğinden tanı konulamayabilir. Bu durumda tanı, özellikle hastalığın ilk 5 gününde kan ve dokulardan alınan örneklerden virüs izolasyonu ve spesifik antijenin tespiti ile konabilmektedir. Bu amaçla hücre kültürleri, immünfloresans yöntemi ve EIA (Enzyme Immun Assay) kullanılabilmektedir.</p><p>Son zamanlarda, PCR (Polymerase Chain Reaction) gibi moleküler tanı yöntemleri başarı ile uygulanmaktadır.</p> <h2>6. Tedavi</h2><p>Tedavide esas destek tedavidir. Gerektiğinde tam kan veya kan ürünleri verilmelidir. Hastalığın spesifik bir tedavisi bulunmamakla birlikte, antiviral ilaçlardan ribavirinin, oral veya parenteral olarak kullanılabileceği bildirilmektedir. <a href=\"[N]1|0|1627\">Ribavirin</a>'in kullanımına ilişkin bilgiler aşağıdaki tabloda verilmiştir.</p><p><a href=\"[N]1|0|1627\">Ribavirin</a>'in hemolitik anemi gibi önemli bir yan etkisi olabileceğinden hastalar bu açıdan da takip edilmelidir.</p><p><b>KKKA'da Antiviral İlaç (Ribavirin) Kullanımı</b></p><table border=\"1\"><tbody><tr><td class=tdc><i>Hasta Grubu</i></td><td class=tdc><i>Oral</i></td><td class=tdc><i>Damar İçi</i></td></tr><tr><td>Erişkin</td><td>2000 mg yükleme dozunu müteakip, 6 saat arayla 1000 mg dozunda 4 gün; daha sonra da 500 mg dozunda yine 6 saat arayla 6 gün verilebilir.</td><td><p>17 mg/kg (en çok 1 g) yükleme dozunu müteakip, 6 saat arayla 17 mg/kg (en çok 1 g) dozunda 4 gün; daha sonra 8 saat arayla 8 mg/kg (en çok 500 mg) dozunda 6 gün süreyle verilebilir. Tedaviye geç kalınması veya gerek görülmesi durumlarında yükleme dozu 30 mg/kg (en çok 2 g) olabilir.</p></td></tr><tr><td>Gebe</td><td>Embriyotoksik ve teratojenik etkileri bulunması nedeniyle, <a href=\"[N]1|0|1627\">ribavirin</a>'in gebelerde kullanımı kontrendikedir. Ancak, gerekli görülmesi durumunda erişken dozlarında verilebilir.</td><td>Embriyotoksik ve teratojenik etkileri bulunması nedeniyle, <a href=\"[N]1|0|1627\">ribavirin</a>'in gebelerde kullanımı kontrendikedir. Ancak gerekli görülmesi durumunda erişkin dozlarında verilebilir.</td></tr><tr><td>Çocuk</td><td>30 mg/kg yükleme dozunu müteakip, 6 saat arayla 15 mg/kg dozunda 4 gün; sonra yine 6 saat arayla 7 mg/kg dozunda 6 gün verilebilir.</td><td>Erişkinlerde verildiği gibi vücut ağırlığına göre hesaplanır.</td></tr><tr><td>Maruziyet Durumunda Profilaksi</td><td>6 saat arayla 500 mg dozunda 7 gün verilebileceğinin belirtildiği yayınlar varsa da şüpheli temas durumlarında profilaktik amaçlı <a href=\"[N]1|0|1627\">ribavirin</a> kullanımı Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilmemektedir.</td><td> </td></tr></tbody></table><h2>7. Korunma ve Kontrol</h2><p>Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi KKKA'da da korunma ve kontrol önlemlerinin alınması çok önemli ve gereklidir.</p><ul><li>Hasta ve hastanın sekresyonları ile temas sırasında mutlaka genel korunma önlemleri (eldiven, önlük, gözlük, maske vb.) alınmalıdır. Genellikle hava yolu ile bulaşmadan bahsedilmemektedir. Ancak, kan ve vücut sıvıları ile temastan kaçınılmalıdır. Bu şekilde bir temasın söz konusu olması halinde, temaslının en az 14 gün kadar ateş ve diğer belirtiler yönünden takip edilmesi gerekmektedir.</li></ul><table align=center border=\"0\"><tbody><tr><td><p align=center><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81922#$\"><br><i>KKKA hastalarına yaklaşımda korunma önlemleri</i></p></td></tr></tbody></table><ul><li>Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait vücut sıvıları ile temas sırasında da gerekli korunma önlemleri alınmalıdır.</li><li>Kene mücadelesi çok önemli olmakla birlikte oldukça zor görülmektedir. Keneler yumurta dönemleri hariç diğer biyolojik evrelerinde insanlara hücum ederek kan emebilir. Hem mera keneleri hem de mesken keneleri gelişmelerini sürdürebilmek ve nesillerini devam ettirebilmek için konakçılarından kan emmek zorundadırlar; genel olarak da konakçı spesifitesi göstermezler. Coğrafik bölgelere ve türlere göre değişmekle beraber, KKKA'yı bulaştıran <i>Hyalomma </i>soyuna ait keneler genel olarak nisan ve ekim aylarında aktiftirler; bu dönemlerdeki salgınların sebebi de budur. Bu nedenle, öncelikle konakçılar kenelerden uzak tutulmalı ve kenelerin kan emmeleri engellenmelidir.</li><li>Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınılması gerekmektedir. Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda bulunulması durumunda, vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli; vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice toplanıp öldürülmeli, yapışan keneler ise, kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır.</li></ul><table align=center border=\"0\"><tbody><tr><td class=tdc> <center><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81918#$\"></center> <center><i>Vücuda yapışmış kene</i></center></td><td><p><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81919#$\"><br><i>Kenenin vücuttan uzaklaştırılma tekniği</i></p></td></tr></tbody></table><ul><li>Kenelerde kusmaya sebep olduğundan, vücuda yapışan kenelerin üzerine kesinlikle herhangi bir kimyasal madde dökülmemelidir. Ayrıca, keneler, sigara veya kibrit kullanarak da uzaklaştırılmaya çalışılmamalıdır.</li><li>Diğer önemli hususlardan birisi de piknik amaçlı olarak su kenarları ve otlak alanlarda bulunanlar, döndüklerinde mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır. Çalı, çırpı ve gür ot bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak ayakla veya kısa giysilerle girilmemelidir.</li><li>Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları kenelerden koruyucu olabilmektedir.</li></ul><table align=center border=\"0\"><tbody><tr><td class=tdvcc><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81923#$\"><br><i>KKKA'da korunma önlemleri</i></td></tr></tbody></table><ul><li>Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı uygun akarisitlerle ilaçlamalı, hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkan vermeyecek şekilde olmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Kene bulunan hayvan barınakları uygun akarisitlerle usulüne göre ilaçlanmalıdır.</li><li>Gerek insanları gerekse hayvanları kene enfestasyonlarından korumak için repellent olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. Repellentler sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek uygulanabilmektedir. Aynı maddeler, hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca, bu maddelerin emdirildiği plastik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir.</li><li>Kenelerin çevrede yoğun olması halinde mera, çayır, çalı, çırpı ve gür otların bulunduğu yerler gibi kenelerin yaşamasına müsait alanlarda, diğer canlılara ve çevreye zarar vermeden, insektisit uygulamalarına başvurulabilir. Açık alanlara insektisit uygulamalarının uygun görüldüğü durumlarda uçak, helikopter, püskürtme cihazı monte edilmiş araç veya sırtta taşınan pompalar kullanılmalıdır.</li><li>Açık alanlarda yapılabilecek kene mücadelesi amacıyla, her bir hektara aktif madde olarak karbaril ve propoksur hektara 2 kg, deltametrin ve lambda-siyalotrin 0,003-0,3 kg, permetrin 0,03-0,3 kg, pirimifos-metil ise 0,1-1 kg olarak uygulanabilmektedir.</li><li>Son yıllarda, kene popülasyonunun kontrolünde biyolojik yöntemlerin kullanılmasına ilişkin çalışmalar da yürütülmektedir.</li></ul><p>Kene mücadelesi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile bu Bakanlığın il ve ilçe teşkilatlarının önerileri ve direktifleri doğrultusunda yapılmalı; problemin, yerel yönetimlerin ve ilgili diğer sektörlerin konuya hassasiyetle yaklaşmaları ve gereken önemi vermeleriyle çözülebileceği de unutulmamalıdır.</p>"
},
{
"_id": 228,
"tanim": "Bölüm 2 - Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Klinik Tanımlama, Vak'a Tanımı ve Vakalara Yaklaşım Önerileri",
"duzey": "004",
"icerik": "<h2>1. Klinik Tanımlama</h2><ul> <li>Anamnezinde ateş, ani başlayan baş ağrısı, miyalji/artralji, halsizlik, bulantı/kusma, karın ağrısı/ishal.</li> <li>Laboratuvar bulgularında lökopeni, trombositopeni, karaciğer enzimleri [Alanin aminotransferaz (ALT), aspartat aminotrasferaz (AST)], laktat dehidrogenaz (LDH) ve kretain kinaz (CK) değerlerinde yükselme.</li></ul><h2>2. Destekleyici Bulgular</h2><ul> <li>Hemorajik ya da purpurik döküntü</li> <li>Epistaksis</li> <li>Hematemez</li> <li>Hemoptizi</li> <li>Melena</li> <li>Diğer hemorajik semptomlar</li></ul><h2>3. Epidemiyolojik Hikâye</h2><ul> <li>Kene ısırması veya kene ile temas</li> <li>Hayvanlarla yakın temas</li> <li>Kırsal kesimde yaşama veya son iki hafta içinde kırsal alan ziyareti</li> <li>Hayvan dokusu, kanı veya vücut sıvıları ile yakın temas (kasap, kesimhane çalışanları, veteriner hekimler vb.)</li> <li>Hastaların kan veya vücut sıvılarına temas ya da laboratuvarlarda çalışma</li> <li>Hasta çevresinde benzer şikayetleri olan başka vak'aların varlığı</li></ul><h2>4. Vak'a Tanımları</h2><h3>4.1. Şüpheli vak'a</h3><p>Klinik tanımlamaya uyan ve başka bir nedenle açıklanamayanca.</p><h3>4.2. Olası vak'a</h3><ol type=\"a\"> <li>Şüpheli vak'a tanımlaması ile epidemiyolojik hikayeye uyan ve destekleyici bulgulardan en az ikisinin bulunduğu vak'a veya</li> <li>Bir bölgede herhangi bir nedenle açıklanamayan birden fazla vakanın görülmesi halinde destekleyici bulgular olmasa da klinik tanımlamaya uyan vak'a</li></ol><h3>4.3. Kesin vak'a</h3><ol type=\"a\"> <li>Klinik tanımlamaya uyan ve Madde 5'te belirtilen laboratuvar kriterlerinden en az birisi ile doğrulanmış vak'a veya</li> <li>Kesin tanı almış bir vak'a ile epidemiyolojik olarak bağlantısı olan vak'a</li></ol><p><b>Bu vak'a tanımlamalarına uyan hastaların hepsi ikinci basamak sağlık <u>kurulu</u><u>ş</u><u>lar</u><u>ı</u><u>na sevk edilecektir.</u></b></p><h2>5. Tanı İçin Laboratuvar Kriterleri:</h2><ul> <li>Kan, vücut sıvıları veya doku örneklerinden virüs izolasyonu, spesifik antijenin belirlenmesi veya virüs RNA (ribonükleik asit)'inin gösterilmesi</li> <li>Virüse spesifik IgM antikoru pozitifliği</li> <li>Akut ve konvelasan dönem serumlarında virüse spesifik IgG fitresinde >4 kat artış</li></ul><p> <table align=center border=\"0\"> <tbody> <tr> <td> <p align=center><img hspace=\"10\" src=\"$#81925#$\" vspace=\"10\"><br><i>KKKA'da Laboratuvar Teşhisi - Zaman İlişkisi</i></p></td> </tr> </tbody></table></p><h2>6. Klinik Tanımlamaya Uyan Hastaların İkinci Basamak Sağlık Kuruluşlarında Takip Önerileri:</h2><p><b>6.1.</b> Bu vak'alar yatırılarak takip ve tedavi edilmelidir.</p><p><b>6.2.</b> Hastaların, hastaneye nakli ve hastanede kaldıkları süre içinde yakın temasta bulunan kişiler standart biyogüvenlik kurallarına uymalı; özellikle hastanın kan ve vücut sıvıları ile temasta bulunabilecek kişiler eldiven, maske, önlük gibi izolasyon önlemlerini alarak girişimde bulunmalıdırlar. Hastalığın nozokomiyal bulaşma riski taşıdığı unutulmamalıdır.</p><p><b>6.3.</b> Hastalığın tedavisinde destek tedavi esastır. Hastalığın ilk beş günündeki klinik tablo prognozda belirleyici olabileceğinden hastanın ilk bulguları kaydedilmeli; hemogram, protrombin zamanı (PT) ve aktive parsiyel protorombin zamanı (aPTT) günlük olarak; AST, ALT, LDH, CK ve böbrek fonksiyonları da haftada en az iki kez bakılmalıdır.</p><p><b>6.4.</b> Hastadan, yatışta ve taburcu edilirken 10 mL antikoagülansız bir tüpe kan alınacaktır. Üst kısım (serumu) ayrı bir tüpe alınacak, kalan pıhtı ise, herhangi bir tüpe alınmadan kendi tüpünde serum ile beraber soğuk zincir kurallarına uyularak \"<b>Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Vak'a Bildirim Çizelgesi</b>\"ndeki bilgiler tam ve okunaklı olarak doldurulduktan sonra vakit geçirilmeden İl Sağlık Müdürlüğüne ulaştırılacak, İl Sağlık Müdürlüğü de \"<b>Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Vak'a Bildirim Çizelgesi Doldurma Talimatı</b>\"nda verilen bilgiler doğrultusunda numuneleri en seri yoldan <b>Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı</b>'na gönderecektir. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı da gelen numunelere ait analiz sonuçlarının geri bildirimlerini anında yapacaktır.</p><h2>7. Tedavi Önerileri:</h2><p><b>7.1.</b> Destek tedavi: Tedavinin temelini oluşturmaktadır. Lüzumu halinde trombosit, tam kan, taze donmuş plazma verilmeli; solunum, dolaşım ve parenteral beslenme desteği sağlanmalıdır. Herhangi bir organ yetmezliği durumunda spesifik yaklaşımda bulunulmalıdır. Örneğin, böbrek yetmezliği gelişirse diyaliz endikasyonu açısından yakından izlenmelidir.</p><p><b>7.2.</b> Spesifik tedavi: Hastalığın spesifik bir tedavisi bulunmamaktadır; ancak, gerek görüldüğü hallerde antiviral ilaçlardan <a href=\"[N]1|0|1627\">ribavirin</a>'in kullanılabileceğine ilişkin görüşler de mevcuttur. <a href=\"[N]1|0|1627\">Ribavirin</a>'in kullanılmasının endike olduğu durumlarda doz aşağıdaki tabloda verildiği şekilde uygulanabilir.</p><p>Ayrıca, ribavirinin doza bağlı yan etki olarak geri dönüşümlü hemolitik anemiye yol açabileceği de unutulmamalıdır.</p><p><b>Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi'nde Ribavirin Kullanımı</b></p><table border=\"1\"> <tbody> <tr> <td valign=top> <p align=center><i>Hasta Grubu</i></p></td> <td valign=top> <p align=center><i>Oral</i></p></td> <td valign=top> <p align=center><i>Damar İçi</i></p></td> </tr> <tr> <td valign=top>Erişkin</td> <td valign=top>2000 mg yükleme dozunu müteakip, 6 saat arayla 1000 mg 4 gün; daha sonra da 6 saat arayla 500 mg 6 gün süre ile verilir.</td> <td valign=top>17 mg/kg (en çok 1 g) yükleme dozunu müteakip, 6 saat arayla 17 mg/kg (en çok 1 g) dozunda 4 gün; daha sonra 8 saat arayla 8 mg/kg (en çok 500 mg) dozunda 6 gün süreyle verilebilir. Tedavide geç kalınması veya gerek görülmesi durumlarında yükleme dozu 30 mg/kg (en çok 2 g) olabilir.</td> </tr> <tr> <td valign=top>Gebe</td> <td valign=top>Embriyotoksik ve teratojenik etkileri nedeniyle, <a href=\"[N]1|0|1627\">ribavirin</a>'in gebelerde kullanımı kontrendikedir. Ancak, gerekli görülmesi durumunda erişkin dozlarında verilebilir.</td> <td valign=top>Embriyotoksik ve teratojenik etkileri nedeniyle, <a href=\"[N]1|0|1627\">ribavirin</a>'in gebelerde kullanımı kontrendikedir. Ancak gerekli görülmesi durumunda erişkin dozlarında verilebilir.</td> </tr> <tr> <td valign=top>Çocuk</td> <td valign=top>30 mg/kg yükleme dozunu müteakip, 6 saat arayla 15 mg/kg 4 gün; sonra yine 6 saat arayla 7 mg/kg dozunda 6 gün süreyle verilebilir.</td> <td valign=top>Erişkinlerde verildiği gibi vücut ağırlığına göre hesaplanır.</td> </tr> </tbody></table><p><b>8. Temas Durumlarında Takip: </b>Kesin vak'aların kan veya diğer vücut sıvılarına bir teması söz konusu olan kişiler, ateş ve diğer semptomlar yönünden 2 hafta süreyle takip edilmelidir.</p><h2>9. Üçüncü Basamak Sağlık Kuruluşuna Sevk Önerileri:</h2><ul> <li>60 yaşından büyük olan hastalar</li> <li>Eşlik eden başka bir hastalığı (diabetes mellitus, kronik böbrek yetmezliği, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve hematolojik hastalıklar gibi) bulunanlar</li> <li>Klinik durumu hızla bozulanlar (<a href=\"[N]0|0|21302\">peteşi</a>, <a href=\"[N]0|0|43118\">ekimoz</a>, dişeti kanaması, burun kanaması vb.)</li> <li>Şuur bulanıklığı olanlar</li> <li>Trombositleri 50.000/mm<sup>3</sup>'ün altında olanlar</li> <li>CK yüksekliği (>1000) ve</li> <li>Uzamış aPTT'si olanlar</li></ul><p>Bu kriterler öneri niteliğinde olup, her hasta ilgili hekim tarafından ayrıca değerlendirilmelidir.</p><h2>10. Taburcu Etme Önerileri:</h2><p>Lökositi 4000/mm<sup>3</sup>, trombositleri de 150 000/mm<sup>3</sup>'ün üzerine çıkan ve kliniği düzelen hastalar taburcu edilip ayaktan izlenebilir.</p><p><img hspace=\"10\" src=\"$#81914#$\" vspace=\"10\"></p><h2>KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ VAK'A BİLDİRİM ÇİZELGESİ DOLDURMA TALİMATI</h2><ul> <li>Çizelge, hastanın takip ve tedavisinin yapıldığı sağlık kuruluşundaki ilgili hekim tarafından doldurulacaktır.</li> <li>Bütün uygulamalar için \"<b>KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ KLİNİK TANIMLAMA, VAK'A TANIMI VE VAK'ALARA YAKLAŞIM ÖNERİLERİ</b>\" esas alınacaktır.</li> <li>Hastalardan yatışta ve çıkışta alınan numuneler, Çizelge ile birlikte İl Sağlık Müdürlüğüne gönderilecek, İl Sağlık Müdürlüğü de söz konusu Çizelgeye her hasta için bir Epi Numarası yazarak (Epi Nu: il trafik kodu/vak'anın görüldüğü yıl/kaçıncı vak'a olduğu - aynı vak'anın kaçıncı numunesi olduğu; Örneğin, 06/2004/12-1 gibi) bu numuneleri zaman geçirmeden \"<b>Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Viroloji Lâboratuvarlar Şefliğine</b>*\" ulaştıracaktır.</li> <li>İl Sağlık Müdürlüğü, numune ile gönderdiği her çizelgenin bir nüshasını da \"<b>Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü</b>\"ne gönderecektir.</li> <li>Ayrıca, İl Sağlık Müdürlüğü kesin vak'aların aylık icmalini yaparak (vak'aların isimleri ve epi numaraları ile) yine \"<b>Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü</b>\"ne bildirecektir.</li></ul><p>Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı <br>Viroloji Lâboratuvarlar Şefliği<br>Telefon: 0 312 433 14 13 - 435 50 80 / 1261 - 1404 <br>Belgegeçer: 0 312 435 84 70 <br>Elektronik mektup: <a href=\"mailto:rsvir@saglik.gov.tr\"><font color=#0000ff>rsvir@saglik.gov.tr</font></a></p>"
},
{
"_id": 229,
"tanim": "Bölüm 3 - Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinde Vak'a Yönetimi ve İzolasyon Önlemleri",
"duzey": "006",
"icerik": "<h2>1. Giriş</h2><p>Viral kanamalı ateşler, fatalitesi oldukça yüksek olan enfeksiyon hastalıklarıdır. Bu hastalıkları önemli kılan hususlardan birisi de hastaların enfekte dokularına veya vücut sıvılarına bir temasın olması halinde bulaşabilmenin söz konusu olmasıdır. Bu nedenle, hasta yakınlarının ve hastane çalışanlarının korunması gerekmektedir. Başta Afrika ülkeleri olmak üzere, dünyanın değişik ülkelerinde görülen viral kanamalı ateşlerde oldukça önemli sayıda hastane çalışanının etkilendiği bildirilmektedir. Bu nedenledir ki, viral kanamalı ateşler, vak'a yönetiminin eksiksiz yapılması, izolasyon önlemlerinin ise hassasiyetle uygulanması gereken hastalık gruplarındandır. Bu grup hastalıklardan ülkemiz için önem arz edeni hiç şüphesiz <b>Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)</b>'dir.</p><p>Bilindiği gibi, 2002 ve 2003 yıllarının bahar ve yaz aylarında bazı illerimizde aynı klinik tablo ile seyreden birtakım vak'aların varlığı Bakanlığımıza bildirilmiş, Bakanlığımızca yapılan epidemiyolojik incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde hastalığın KKKA olduğu belirlenmiştir.</p><p>Hastalığın KKKA olduğunun belirlenmesinden sonra, Bakanlığımızca klinik tanımlama, vak'a tanımı ve vak'alara yaklaşım önerileri, Kırım-Kongo Vak'a Takip Çizelgesi ve sağlık çalışanlarına yönelik bilgi dokümanı hazırlanarak 30.12.2003 tarihli ve B100TSH0110002/20409 sayılı genelge vasıtasıyla İlgililerine bildirilmiştir.</p><p>Genel olarak zoonoz hastalıklarla mücadelenin sektörler arası işbirliğini gerektiren bir durum olduğu herkesin malumudur. Zoonozlar, ilgili kurum ve kuruluşlardan vatandaşın ilgisine ve bilincine kadar geniş bir yelpazede değerlendirilmesi gereken hastalıklardır. Bu meyanda, KKKA da bunlardan birisidir.</p><p>KKKA'daki vak'a yönetimi ve salgın kontrolü ile ilgili çalışmalarda İl Sağlık Müdürlükleri, hastaneler ve Tarım İl Müdürlüklerince yapılması gereken görevler mevcuttur. Özellikle izolasyon önlemleri çok büyük öneme sahiptir.</p> <h2>2. İl Sağlık Müdürlüklerince Yapılması Gereken Çalışmalar</h2><p>Bütün enfeksiyon hastalıklarının kontrolünde korunma ve izolasyon önlemleri büyük önem taşır. Ancak, doğrudan veya dolaylı olarak çok hızlı bir şekilde bulaşabilen ve bugün için tam olarak etkili bir ilacı bulunmayan viral hastalıklarda korunma ve izolasyon önlemleri daha da önemlidir.</p><p>Bu nedenle, il Sağlık Müdürlükleri KKKA'nın kontrolü açısından aşağıda belirtilen hususlara titizlikle riayet etmelidir.</p><ul><li>Bakanlığımızca hazırlanarak gönderilen 30.12.2003 tarihli ve B100TSH0110002/20409 sayılı genelge bütün sağlık kurum ve kuruluşları ile Tarım il Müdürlüklerine ulaştırılmalıdır.</li><li>Konuya ilişkin olarak sağlık grup başkanları ve sağlık ocaklarında çalışan bütün sağlık personelinin bilgilendirilmesi sağlanarak yeterli bilinçlendirme oluşturulmalıdır.</li><li>Özellikle kırsal kesimde yaşayanlar başta olmak üzere, halkın hastalık hakkında bilgilenmesi ve bilinçlenmesi sağlanmalıdır.</li><li>Hastalığın ortaya çıkabileceği bahar ve yaz aylarında, hastane yöneticileri ile sıkı temas halinde, hastane çalışanları bilgilendirilmeli, KKKA hastalarının veya bu hastalıktan şüpheli olanların izolasyonları ile hasta ile ilişkisi olanların korunmalarına ilişkin bilgiler verilmeli ve konu hakkında gerekli bilincin oluşması sağlanmalıdır.</li><li>Hastalığın <a href=\"[N]0|0|43097\">nosokomiyal enfeksiyon</a> riski bulunmasından dolayı, hastalarla teması söz konusu olabilecek sağlık personelinin korunması için gerekli olan önlemlere ait malzemeler ilgililerine eksiksiz olarak tedarik ettirilmelidir.</li><li>İlgili kurum ve kuruluşlarla gerekli iş birliği sağlanmalı, vak'a izlemleri ile hasta nakilleri titizlikle takip edilmelidir.</li><li>KKKA nedenli bir ölüm olması halinde, gerekli korunma önlemlerinin alınmasından sonra yıkama işlemlerinin hastanede yapılması sağlanmalı, tabutlanarak mühürlenen ve bundan sonra tabut hiç açılmadan defin işlemleri yapılmalıdır. Tabutun açılmamasının sağlanması amacıyla gerekli önlemler alınmalı, icap ederse bir kişi defin işlemi sonlanana kadar görevlendirilmelidir; ya da cenazenin defnedileceği yerde sağlık ocağı veya sağlık evi mevcutsa burada çalışanlara bu görev verilmelidir.</li><li>Bütün zoonoz hastalıklarda olduğu gibi, KKKA'da Bakanlığımızın ilgili birimi ile sürekli irtibat halinde olunmalı ve verilen talimatlara titizlikle uyulmalıdır.</li></ul> <h2>3. Hastahanelerin Yapması Gereken Çalışmalar</h2><ul><li>KKKA'ya ilişkin değerlendirmelerin, Bakanlıkça hazırlanarak İl Sağlık Müdürlüklerine gönderilen dokümanlar ve bilgiler çerçevesinde yapılması sağlanmalıdır.</li><li>KKKA vak'a tanımlarına uyan hastalar için uygun hasta odaları hazırlanmalıdır.</li><li>KKKA konusunda, hastane çalışanlarının eğitimleri ve enfeksiyon kontrolü için bir ekip oluşturulmalıdır.</li><li>Hastahane çalışanlarının (hekim, hemşire, laboratuvar teknisyeni, temizlikçi vb.) konuya ilişkin olarak bilgilenmesi ve bilinçlenmesi sağlanmalıdır.</li><li>KKKA hastası veya şüpheli bir vak'anın varlığı söz konusu olursa, gerekli yerlere uyarıcı levhalar aşılmalı, hasta yanına giriş çıkışlar sınırlandırılmalıdır. Hasta ziyaretçilerinin hasta ile teması önlenmeli, gerekirse kontrollü ziyarete izin verilmelidir.</li><li>Genel korunma önlemleri için gerekli olabilecek malzemeler (eldiven, maske, gözlük, önlük vb.) eksiksiz olarak tedarik edilmeli ve sürekli olarak hastalara müdahale edenlerin veya laboratuvar çalışanlarının kullanabileceği şekilde hazır bulundurulmalıdır.</li><li>KKKA vak'alarının il sağlık müdürlüklerine bildirimlerinde gerekli hassasiyet gösterilmelidir.</li><li>Hasta odalalarının, hastanın kullandığı malzemelerin ve hastaya ait dışkı, idrar ve vücut sıvılarının uygun şekilde bertaraf edilmesi sağlanmalıdır.</li><li>Hastaların, gerek hastahane içi gerekse hastahane dışı nakillerinde gerekli önlemler alınmalı ve bu nakilleri yapacak olanlar uyarılmalıdır.</li><li>KKKA'dan vefat edenlerle ilgili olarak, gerekli korunma önlemlerinin alınmasından sonra cenaze usulüne uygun olarak yıkanmalı, kefenlenmeli ve durumdan İl Sağlık Müdürlükleri haberdar edilmelidir.</li></ul> <h2>4. Birinci Basamak Sağlık Kuruluşlarının Yapması Gereken Çalışmalar</h2><ul><li>KKKA'ya ilişkin eğitimleri, Bakanlıkça hazırlanarak İl Sağlık Müdürlüklerine gönderilen dokümanlar ve bilgiler çerçevesinde sürdürmelidir.</li><li>Sorumluluk alanında bulunan insanların, başta hastalıktan korunma önlemleri olmak üzere, konu hakkında bilgi sahibi olmaları ve yeterli bilince ulaşmaları sağlanmalıdır.</li><li>Sağlık kuruluşu çalışanları KKKA şüpheli vak'alara yaklaşımlar hususunda bilgilendirilmeli ve bu hastalara müdahale ederken korunma için gerekli malzemeler bulundurulmalıdır.</li><li>KKKA şüpheli vak'aların hiç vakit geçirmeden uygun bir şekilde hastahaneye sevk edilmeleri sağlanmalıdır.</li><li>Sorumluluk alanındaki insanlarda, böyle hastaların olup olmadığı sürekli olarak takip edilmelidir.</li></ul> <h2>5. KKKA'da İzolasyon Önlemleri ve Dezenfeksiyon</h2><p>Viral kanamalı ateşlerde, mümkün olduğu kadar tek kullanımlık malzemelerin bulundurulmasına ve kullanılmasına önem verilmeli, enfekte atıklar ve tekrar kullanılmayacak olan malzemeler yakılarak imha edilmelidir.</p><p>Viral kanamalı ateşlerde ve bu bağlamda da KKKA'daki izolasyon önlemlerinin başlıcalarını:</p><ul><li>Ellerin yıkanması</li><li>Hastaların ayrılması</li><li>Koruyucu elbiselerin giyilmesi</li><li>İğne ve şırıngalar ile hastaya ait kan, dışkı, idrar vb. materyallerin güvenli bir şekilde bertaraf edilmesi</li><li>Ölenlerin kontrollü bir şekilde definlerinin sağlanması oluşturmaktadır.</li></ul><p>KKKA'da dezenfeksiyon işlemlerinde günlük olarak hazırlanan çamaşır suyu çözeltileri, sabun, deterjanlar ve su kullanılabilmektedir; bunlar, hem ucuz ve kolay bulunabilen hem de KKKA etkeni virüsler için etkili olan maddelerdir. Ayrıca, <a href=\"[N]1|0|954\">klorhekzidin</a> veya iyot bileşikleri de antiseptik amaçlı olarak uygulanabilir. Bunun yanı sıra, ellerin dekontaminasyonunda, klorhekzidinli %70'lik izopropil alkol de kullanılabilmektedir.</p><p>Çamaşır suyundan dezenfeksiyon amacıyla çözelti hazırlamak için, piyasada bulunabilen ve %5 klor içeren hazır ürünler kullanılabilir.</p><p>Bu amaçla:</p><ul><li>1/10 (1 birim %5'lik çamaşır suyu, 9 birim su) ve</li><li>1/100 (1 birim %5'lik çamaşır suyu, 99 birim su ya da 1 birim 1/10'luk hazırlanan çözeltiden alınıp 9 birim suya ilâve edilerek hazırlanabilir) hesabıyla iki ayrı çözelti hazırlanır.</li></ul><p>Çözeltiler günlük olarak hazırlanıp kullanılmalıdır.</p><p>İlk çözelti daha yoğun (%0,5 klor içerir) olup, hasta nakli yapılan araçların dezenfeksiyonunda, hastaya ait vücut sıvılarının, idrarın ve gaitanın bertaraf edilmesinde (bu materyaller çamaşır suyu çözeltisiyle 5 dakika muamele edildikten sonra tuvalete dökülmelidir) ve cesetlerin yıkanmasından sonra ceset dezenfeksiyonu amacıyla kullanılır. Hazırlanan çözelti tahriş edici olduğundan gözlere ve deriye teması önlenmelidir.</p><p>İkinci hazırlanan çözeltinin yoğunluğu ise daha düşüktür (%0,05). Bu nedenle, dezenfeksiyon gereken yüzeylerin, tıbbi malzemelerin, hastaya ait malzemelerin (yatak gibi), tekrar kullanılabilir korunma malzemelerinin (elbise, eldiven, çizme, termometre, stetoskop vb.) dezenfeksiyonunda kullanılabilmektedir.</p><p>Uygun ortam mevcutsa sterilizasyon da yapılabilir. Bu amaçla otoklav kullanılabilirken, uygun malzemelerin kaynayan suda 20 dakika muamele edilmesi de virüslerin ölmesi için yeterli olmaktadır.</p><p>Yüzeylerin veya hastaya müdahale sırasında kullanılan malzemelerin temizliklerinde, sabunlu veya diğer temizlik deterjanları ile hazırlanmış sular kullanılabilmektedir.</p><p>Verilen bilgiler çerçevesinde, gerekli birtakım dezenfeksiyon işlemleri aşağıda verilmiştir.</p><p><b>5.1.</b> <b>Eldivenlerin dezenfeksiyonu</b>: KKKA hastalarına müdahale sırasında kullanılan eldivenlerin tekrar kullanımı uygun görülmemektedir. Ancak, eldiven tedarikinin zor olduğu durumlarda, eldivenler iyici temizlendikten sonra kullanılabilmektedir.</p><p>Eldivenlerin temizlenmesi gerektiğinde, yıkayacak olan kişi, ellerine kalın bir eldiven takmalı ve plastik materyalden yapılı koruyucu bir elbise giymelidir. Kirli eldivenler, yeni hazırlanmış deterjanlı su bulunan kovaya atılarak iyice yıkanmalı ve sonra temiz su ile durulanmalıdır. Eldivenlerin içine su doldurularak delik olup olmadığı kontrol edilmelidir. Delik olan eldivenler atılmalı ve yıkanan eldivenler havada kurumaya bırakılmalıdır.</p><p>Eldivenlerin elde takılı iken temizlenmesi gerektiğinde, kirli eldivenler sabunlu su ile iyice yıkanır ve 1/100 oranında hazırlanan çamaşır suyu çözeltisine bir dakika daldırılır. Sonra havada ya da kâğıt havlu ile kurutarak kullanılabilir.</p><p><b>5.2. Tıbbî malzemelerin dezenfeksiyonu</b>: KKKA hastalarında kullanılan termometreler, 1/100'lük hazırlanan çözelti ile ıslatılmış kâğıt havlu veya temiz bezle silinir; ya da termometre yine aynı çözeltide 10 dakika bekletilerek dezenfekte edilebilir. Daha sonra havada kurumaya bırakılır.</p><p>Ayrıca, termometreler %70'lik izopropil alkolle ıslatılmış temiz bez veya kağıt havlu ile silinir ve 30 saniye ıslak beze sarılı olarak tutulur. Sonra havada kurumaya bırakılır.</p><p>Stetoskopların metal parçaları da yine %70'lik izopropil alkolle ıslatılmış temiz bez vaya kâğıt havlu ile silinir ve 30 saniye ıslak beze sarılı bir şekilde tutularak ya da 1/100'lük çamaşır suyu çözeltisi İle ıslatılmış kâğıt havlu veya temiz bir bez ile silinmek suretiyle dezenfekte edilebilmektedir.</p><p><b>5.3.</b> <b>Hastanın kullandığı malzemelerin dezenfeksiyonu:</b> Hastanın kullandığı yemek kapları, kaşık ve çatal gibi malzemeler öncelikle deterjanlı sularla yıkandıktan sonra 1/100'lük olarak hazırlanan çamaşır suyu çözeltilerinden geçirilerek dezenfekte edilir.</p><p>Hastanın kullandığı lazımlık (sürgü, ördek) gibi malzemeler var ise, bunun içine 1/10'luk çözelti eklendikten sonra içerik tuvalete dökülür. Tuvaletlerin dezenfeksiyonları da sürekli olarak yapılmalıdır.</p><p><b><i>Yere dökülen enfekte materyallerin uzaklaştırılması ve dökülen yerin dezenfeksiyonu:</i></b> Yerlere dökülen enfekte kan veya vücut sıvılarının üzerlerine, enfekte materyalin miktarı fazla ise 1/10'luk, fazla değil ise 1/100'lük çamaşır suyu çözeltilerinden dökülür ve en az 15 dakika beklenip, 1/100'lük çamaşır suyu çözeltisi ile ıslatılmış bir bez yardımıyla enfekte materyal alınır ve tek kullanımlık çöp kutularına atılır. Sonra, enfekte materyalin alındığı yüzey sabunlu veya deterjanlı sularla yıkanır.</p><p><b><i>Enfekte duvar ve yüzeylerin temizliği:</i></b> Enfekte yüzeyler, çamaşır suyunun 1/100 oranıyla hazırlanmış çözeltileri ile silinir. Daha sonra bütün yüzeyler sabunlu veya deterjanlı sularla yıkanır.</p><p><b>Koruyucu elbiselerin ve hasta yataklarının dezenfeksiyonu:</b> KKKA hastalarına yapılan uygulamalar sırasında kullanılan koruyucu elbiseler ve hasta yatakları çamaşır suyunun 1/100'lük çözeltisinde 30 dakika iyice yıkanır, sonra sabunlu sularla temizlenir. Ancak, hastanın kullandığı şilte veya döşeklerin 1/10'luk çözelti ile iyice ıslatılması, sonra sabunlu su ile yıkanması ve güneşte birkaç gün kurutulması gerekmektedir.</p><p>Konvalesan dönemde dezenfeksiyon ve izolasyon: Viral kanamalı ateşlerde, konvelasan dönemin altıncı haftasına kadar, idrarla virüsün atılmaya devam edebileceği bildirilmektedir. Bu nedenle, idrarın, 1/10'luk çamaşır sulu çözeltilerle 5 dakika muameleye tabi tutulduktan sonra tuvalete dökülmesi ve tuvaletlerin iyice dezenfekte edilmesi gerekmektedir.</p> <h2>6. Enfekte Materyale Temas Durumunda Yaklaşım</h2><p>KKKA'lı hastalara yapılan uygulamalar sırasında kazara iğne batması söz konusu olursa, iğnenin battığı yere %70'lik alkol 20-30 saniye uygulanır, sonra sabunlu su ile yıkanır. Hızlı akan su altında 20-30 saniye kadar tutulur.</p><p>Hastanın kan ve vucüt sıvılarına yine kazara bir temas olması halinde, enfekte materyale maruz kalan bölge sabunlu su iye iyice yıkanır. Şayet göze enfekte materyal sıçraması söz konusu olursa, bu durumda göz temiz su ile iyice yıkanmalıdır.</p><p>Ayrıca, enfekte materyale maruz kalan kişi, ateş ve diğer belirtiler yönünden iki hafta süreyle takip edilmeli ve ateş günde iki defa ölçülmelidir. Ateşin 38,5°C veya üzerinde olması halinde gerekli müdahaleler yapılmalıdır.</p> <h2>7. Cenazelerin Hazırlanması ve Gömülmesinde Yaklaşım</h2><p>KKKA'ya bağlı ölümlerde de birtakım önlemlerin alınması icap etmekte olduğundan, gerekli işlemlerin hastahanelerde yapılması daha akılcı olarak görülmektedir.</p><p>Cenazeyi hazırlayacak olan kişi öncelikle kendisi için koruyucu önlemleri (plâstik önlük, kalın eldiven, maske, gözlük vb.) almalıdır.</p><p>Ceset yıkandıktan sonra 1/10'luk çamaşır suyu çözeltisi ile spreylenmeli, varsa ceset torbasına konarak kapatılmalı ve 1/10'luk çamaşır suyu çözeltisi ile tekrar spreylenmelidir.</p><p>Ceset torbası mevcut değilse, ceset yıkandıktan sonra yine 1/10'luk çamaşır suyu çözeltisi ile spreylenmeli, iki katlı pamuklu bir bez ile sarılmalı ve 1/10'luk çamaşır suyu çözeltisi ile tekrar muamele edilmelidir. Daha sonra plâstik bir malzeme ile sarılan ceset, tekrar aynı çözeltinin sprey şeklinde uygulanmasından sonra, tabutlanmalı ve mühürlenmelidir. Cesedin yıkanmasından sonra, yıkamanın yapıldığı bütün yüzeylerin 1/10'luk çamaşır suyu çözeltisi ile dezenfeksiyonu yapılmalıdır.</p><p>Cenazenin taşınması sırasında, taşıma işlemini yapanlara da gerekli koruyucu önlemlerin aldırılması sağlanmalıdır. Tabutun açılmasına müsaade edilmemeli ve gerekirse bir görevli eşliğinde defin işlemlerinin gerçekleşmesi sağlanmalı ve yapılanların gerekçesi vefat eden kişinin yakınlarına anlatılmalıdır. Mezarın derinliği en az 2 metre olmalı ve cenazeler tabutla gömülmelidir.</p><p>Defin işlemleri sonrasında cenaze naklinde kullanılan araç da 1/10'luk çamaşır suyu çözeltisi ile yıkanmalı ve bu çözeltiye 10 dakika maruz bırakılmalıdır. Sonra araba, çözeltinin koroziv etkisi nedeniyle, iyice durulanmalı ve havada kurumaya bırakılmalıdır.</p>"
},
{
"_id": 232,
"tanim": "Bölüm 4 - Resimler",
"duzey": "007",
"icerik": "<p><img hspace=\"10\" src=\"$#81915#$\" vspace=\"10\"><br><b>Resim 1</b> - Doğada Keneler</p><p><img hspace=\"10\" src=\"$#81916#$\" vspace=\"10\"><br><b>Resim 2</b> - Kenede Üstten Görünüm</p><p><img hspace=\"10\" src=\"$#81917#$\" vspace=\"10\"><br><b>Resim 3</b> - Vucuda Yapışmış Kene</p><p><img hspace=\"10\" src=\"$#81918#$\" vspace=\"10\"><br><b>Resim 4</b> - Vücuda Yapışmış Kene</p><p><img hspace=\"10\" src=\"$#81919#$\" vspace=\"10\"><br><b>Resim 5</b> - Kenenin Vücuttan Uzaklaştırılması</p><p><img hspace=\"10\" src=\"$#81920#$\" vspace=\"10\"><br><b>Resim 6</b> - Kenelerde Yumurtlama</p><p><img hspace=\"10\" src=\"$#81921#$\" vspace=\"10\"><br><b>Resim 7</b> - KKKA'da Kolda Ekimoz</p><p><img hspace=\"10\" src=\"$#81922#$\" vspace=\"10\"><br><b>Resim 8</b> - KKKA Hastalarına Yaklaşımda Korunma Önlemleri</p><p><img hspace=\"10\" src=\"$#81923#$\" vspace=\"10\"><br><b>Resim 9</b> - KKKA'da Korunma Önlemleri</p><p><img hspace=\"10\" src=\"$#81924#$\" vspace=\"10\"><br><b>Şekil 1</b> - <i>Hyalomma marginatum</i>'un Hayat Döngüsü</p><p><img hspace=\"10\" src=\"$#81925#$\" vspace=\"10\"><br><b>Şekil 2</b> - KKKA'da Laboratuvar Teşhisi - Zaman İlişkisi</p>"
},
{
"_id": 230,
"tanim": "Kaynaklar",
"duzey": "008",
"icerik": "<ol> <li>Abram, S. B (Ed.). (1995). Arthropod-Born Viral Diseases. In: Control of Communicable Diseases Manual. American Public Health Association. Sixteenth Edition. P.: 25-54. Washington.</li> <li>Borio, L., Inglesby, T., Peters, C.J., at al. (2002). Haemorrhagic Fever Viruses as Biological Weapons. JAMA. 287 (18): 2391-2405.</li> <li>Capua, I. (1998). Crimean-Congo Haemorrhagic Fever in Ostriches: a Public Health Risk for Countries of the European Union? Avian Pathology. 27: 117-120.</li> <li>CDC. Infection Control for Viral Haemorrhagic Fevers In the African Health Care Setting.<br>(<a href=\"http://www.cdc.gov/ncidod/dvrd/spb/mnpages/vhfmanual.htm\">http://www.cdc.gov/ncidod/dvrd/spb/mnpages/vhfmanual.htm</a>). Erişim Tarihi: 15.01.2004</li> <li>Center for Health Promotion and Preventive Medicine. Fact Sheet : Crimean-Congo Haemorrhagic Fever.</li> <li>EMEA Webpage (<a href=\"http://www.emea.eu.int\">http://www.emea.eu.int</a>). (2002). EMEA/CPMP Guidance Document on Use of Medicinal Products for treatment and Prophylaxis of Biological and Agents that Might be Used as Weapons of Bioterrorism. London.</li> <li>European Commission, Health & Consumer Protection Directorate-General. (Adopted 11 October 1999). Report of the Scientific Committee on Animal Health and Animal Welfare. Diagnostic Tests for Crimean-Congo Haemorrhagic Fever (CCHF) in Ratites.</li> <li>Hoogstraal, H. (1979). The Epidemiology of Tick-Born Crimean-Congo Haemorrhagic Fever in Asia, Europe and Africa. J.Med. Entomol. 15(4): 307-417.</li> <li>Karaer, Z., Yukarı, B. A., Aydın, L. (1997). Türkiye Keneleri ve Vektörlükleri. Alınmıştır: Özcel, M., Daldal, N. (Editörler) Artropod Hastalıkları Vektörler. s.: 363-434. Türkiye</li> <li>Parazitoloji Derneği. Yayın: 13. Ege Üniversitesi Basımevi. Bornova-İzmir.</li> <li>Management and Control of Viral Haemorrhagic Fevers. Summary of Guidance from the Advisory Committee on Dangerous Pathogens. UK Health Departments.</li> <li>Mardani, M., Jahromi, MK., Naieni, K. H., Zeinali, M. (2003). The Efficacy of Oral Ribavirin in the Treatment of Crimean-Congo Haemorrhagic Fever in Iran. Clin Infect Dis. 36 (12): 1613-1618.</li> <li>Papa, A., Bozovic, B., Pavlidou, V., Papadimitriou, E., Pelemis, M., Antoniadis, A. (2002). Genetic Detection and Isolation of Crimean-Congo Haemorrhagic Fever Virus, Kosova, Yugoslavia.<br>(<a href=\"http://www.cdc.gov/ncidod/eid/vol18no8/01-0448.htm\">http://www.cdc.gov/ncidod/eid/vol18no8/01-0448.htm</a>).</li> <li>Peña, A.E. (1998). Methods In Biological Control of Ticks. WHO Mediterr. Zoon. Control Cent. Information Circular. 46: 4-5.</li> <li>Saijo, M., Qing, T., Niikura, M., at al. (2002). Immunfluorescence Technique Using HeLa Cells Expressing Recombinant Nucleoprotein for Detection of Immunoglobulin G Antibodies to Crimean-Congo Haemorrhagic Fever Virus. JCM 40: 372-375.</li> <li>The Management of Viral Haemorrhagic Fevers in Ireland. Scientific Advisory Committee VHF Sub-committee National Disease Surveillance Centre.</li> <li>UstaÇelebi, fi. (1992). Genel Viroloji. Hacettepe-Taş. 1. Baskı. Ankara.</li> <li>World Health Organization (2003). Communicable Disease Toolkit Iraq Crisis. 7. Case Management of Epidemic-Prone Diseases.</li> <li>World Health Organization. Crimean-Congo Haemorrhagic Fever. Fact Sheet No 208. <br>(<a href=\"http://www.who.int/inf-fs/en/fact208.htm\">http://www.who.int/inf-fs/en/fact208.htm</a>) Erişim Tarihi : 16.09.2003</li> <li>World Health Organization (2003). Communicable Disease Profile Iraq. p.: 20-23</li> <li>Yücel, A., Çalışır, B. (1997). Lyme Hastalığı ve Vektörleri. Alınmıştır: Özcel, M., Daldal, N. (Editörler) Artropod Hastalıkları Vektörler. s.: 434-457. Türkiye Parazitoloji Derneği. Yayın: 13. Ege Üniversitesi Basımevi. Bornova-İzmir.</li></ol>"
}
]
|
tr.com.rxmediapharma.wu.model.mongo.Kitaplar
|
10
|
Dünya Anti-Doping Ajansı Yönetmeliği (WADA) 2024
|
[
{
"_id": 234,
"tanim": "Kapak",
"duzey": "000",
"icerik": "<h1 align=\"center\">DÜNYA DOPİNGLE MÜCADELE KURALLARI</h1><h1 align=\"center\">ULUSLARARASI STANDART</h1><h1 align=\"center\">YASAKLILAR LİSTESİ</h1><h1 align=\"center\">2025</h1><center><img hspace=\"10\" vspace=\"10\" src=\"$#81950#$\"></center><p align=\"center\"><b>Bu Liste 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerlidir.</b></p><h2>RESMİ OLMAYAN ÇEVİRİ</h2><p>Bu belgenin çevirisi Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu tarafından yapılmıştır. Bu çeviri resmi çeviri olmayıp orijinal metin ile arasında anlam farklılığı olması durumunda İngilizce metin esas alınacaktır.</p><p>Çeviri metninde olabilecek eksikliklerden/hatalardan Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonunun herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.</p><p><b>Çeviren: Prof. Dr. Rüştü Güner</b></p>"
},
{
"_id": 5150,
"tanim": "2024 Yasaklılar Listesi Dünya Dopingle Mücadele Kuralları",
"duzey": "003",
"icerik": "<h1>2025 YASAKLILAR LİSTESİ DÜNYA DOPİNGLE MÜCADELE KURALLARI</h1><p><b>1 OCAK 2025 TARİHİNDEN İTİBAREN GEÇERLİDİR</b></p><p><b>Giriş</b></p><p>Yasaklılar Listesi, Dünya Dopingle Mücadele Programının bir parçası olarak, uyulması zorunlu bir Uluslararası Standarttır.</p><p>Liste, Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) tarafından gerçekleştirilen kapsamlı bir danışma sürecini takiben her yıl güncellenir. Bu Liste'nin yürürlüğe girme tarihi 1 Ocak 2025'tir.</p><p>Yasaklılar Listesi'nin resmi metni WADA tarafından hazırlanır ve İngilizce ve Fransızca olarak yayımlanır.</p><p>İngilizce ve Fransızca metin arasında anlam farklılığı olması durumunda, İngilizce metin dikkate alınacaktır.</p><p>Aşağıda Yasaklı Maddeler ve Yasaklı Yöntemler Listesi'nde kullanılan bazı terimler bulunmaktadır.</p><p><b>Müsabaka İçinde Kullanımı Yasaklı</b></p><p>Bazı spor dalları için farklı bir sürenin WADA tarafından uygun bulunduğu durumlar dışında, Müsabaka İçi dönem, Sporcunun katılacağı bir Müsabakadan önceki gün gece yarısından hemen önce (23:59'da) başlayan ve Örnek Alım sürecinin tamamlanmasıyla sona eren zaman aralığıdır.</p><p><b>Kullanımı Her Zaman Yasaklı</b></p><p>Maddenin veya yöntemin, Dünya Dopingle Mücadele Kuralları'nda tanımlandığı şekilde Müsabaka İçinde ve Müsabaka Dışında yasaklandığı anlamına gelir.</p><p><b>Tanımlanmış ve Tanımlanmış Maddelerin dışındaki maddeler</b></p><p>Dünya Dopingle Mücadele Kuralları'nın 4.2.2. Maddesi uyarınca, \"Madde 10'un uygulanabilirliği amacıyla, Yasaklılar Listesi'nde belirtilenler haricindeki tüm Yasaklı Maddeler, Tanımlanmış Madde sayılacaktır.</p><p>Yasaklılar Listesi'nde Tanımlanmış Yöntem olarak kabul edildiği özellikle belirtilmediği sürece, hiçbir Yasaklı Yöntem, Tanımlanmış Yöntem sayılmayacaktır\". İlgili maddeye yapılan yoruma istinaden, \"Madde 4.2.2'de belirtilen Tanımlanmış Maddeler ve Yöntemler, hiçbir şekilde diğer doping maddelerinden veya yöntemlerinden daha önemsiz veya daha az tehlikeli olarak değerlendirilmemelidir. Bunlar, daha ziyade, bir Sporcu tarafından, sportif performansı artırmaktan başka bir amaçla kullanılmış veya uygulanmış olma<br>olasılığı yüksek olan maddeler ve yöntemlerdir.\"</p><p><b>Kötüye Kullanılan Maddeler</b></p><p>Dünya Dopingle Mücadele Kuralları'nın 4.2.3. Maddesi uyarınca, Kötüye Kullanılan Maddeler, spordan bağımsız olarak, toplumda sıklıkla kötüye kullanılmaları nedeniyle Yasaklılar Listesi'nde özellikle Kötüye Kullanılan Maddeler olarak tanımlanan maddelerdir. Aşağıdakiler Kötüye Kullanılan Maddeler olarak belirlenmiştir: Kokain, diamorfin (eroin), metilendioksimetamfetamin (MDMA/\"ekstazi\"), tetrahidrokannabinol (THC).</p><p><i>Yayımlayan:<br>Dünya Dopingle Mücadele Ajansı<br>Stock Exchange Tower<br>800 Place Victoria (Suite 1700)<br>PO Box 120<br>Montreal, Quebec<br>Canada H4Z 1B7</i></p><p><i>URL: www.wada-ama.org<br>Tel: +1 514 904 9232<br>Fax: +1 514 904 8650<br>E-mail: code@wada-ama.org</i></p>"
},
{
"_id": 235,
"tanim": "Kullanımı Her Zaman Yasaklı (Müsabaka İçi ve Müsabaka Dışı)",
"duzey": "005",
"icerik": "<h3><span class=\"anch\">[s0]</span>S0. ONAYLANMAMIŞ MADDELER</h3><h1>KULLANIMI HER ZAMAN YASAKLI (MÜSABAKA İÇİ VE MÜSABAKA DIŞI)</h1><p><font color=\"#008000\"><font face=\"DINPro\">Bu sınıftaki yasaklı maddelerin hepsi</font> <i><font face=\"DINPro-Italic\">Tanımlanmı</font><font face=\"DINPro-Italic\">ş</font> <font face=\"DINPro-Italic\">Maddedir</font></i><font face=\"DINPro\">.</font></font></p><p><i>Listenin</i> bundan sonraki bölümlerinde ele alınmamış ve herhangi bir resmi sağlık kuruluşundan insan tedavisi ile ilgili onay almamış farmakolojik maddeler (örneğin; klinik öncesi ya da klinik gelişim aşamasındaki ya da üretimi durdurulmuş ilaçlar, tasarım ilaçlar, yalnız veteriner hekimlikte kullanılmasına onay verilen maddeler) her zaman için yasaklanmıştır.</p><p>Bu madde sınıfı, BPC-157, 2,4-Dinitrofenol (DNP), ryanodin reseptör-1-calstabin kompleks stabilizatörleri [örneğin; S-107, S48168 (ARM210)] ve troponin aktivatörlerini (Örneğin; reldesemtiv ve tirasemtiv) de içine alan çeşitli maddeleri kapsar ancak bunlarla sınırlı değildir.</p><h3><span class=\"anch\">[s1]</span>S1. ANABOLİK MADDELER</h3><h4>KULLANIMI HER ZAMAN YASAKLI (MÜSABAKA İÇİ VE MÜSABAKA DIŞI)</h4><p><b>Bu sınıftaki yasaklı maddelerin hepsi <i><font face=\"DINPro-Italic\">Tanımlanmı</font><font face=\"DINPro-Italic\">ş</font> Maddelerin</i> dışındaki maddelerdir.</b></p><p>Anabolik maddelerin kullanımı yasaklanmıştır.</p><h4><span class=\"anch\">[s1-1]</span>S1.1. Anabolik Androjenik Steroidler (AAS)</h4><p>Vücuda dışarıdan alınması durumunda aşağıdakileri kapsar ancak bunlarla sınırlı değildir.</p><ul><li>1-Androstenediol (5α-androst-1-ene-3ß, 17ß-diol)</li><li>1-Androstenedione (5α-androst-1-ene-3, 17-dione)</li><li>1-Androsterone (3α-hydroxy-5α-androst-1-ene-17-one)</li><li>1-Epiandrosterone (3ß-hydroxy-5α-androst-1-ene-17-one)</li><li>1-Testosterone (17ß-hydroxy-5α-androst-1-en-3-one)</li><li>4-Androstenediol (androst-4-ene-3ß,17ß- diol)</li><li>4-Hydroxytestosterone (4,17ß-dihydroxyandrost-4-en-3-one)</li><li>5-Androstenedione (androst-5-ene-3,17-dione)</li><li>7α-Hydroxy-DHEA</li><li>7ß-Hydroxy-DHEA</li><li>7-Keto-DHEA</li><li>11ß-Methyl-19-nortestosterone</li><li>17α-Methylepithiostanol (epistane)</li><li>19-Norandrostenediol (estr-4-ene-3,17-diol)</li><li>19-Norandrostenedione (estr-4-ene-3,17-dione)</li><li>Androst-4-ene-3,11,17- trione (11-ketoandrostenedione, adrenosterone)</li><li>Androstanolone (5α-dihydrotestosterone, 17ß-hydroxy-5α-androstan-3-one)</li><li>Androstenediol (androst-5-ene-3ß,17ß-diol)</li><li>Androstenedione (androst-4-ene-3,17- dione)</li><li>Bolasterone</li><li>Boldenone</li><li>Boldione (androsta-1,4-diene-3,17-dione)</li><li>Calusterone</li><li>Clostebol</li><li>Danazol ([1,2]oxazolo[4',5':2,3]pregna-4-en-20-yn-17α-ol)</li><li>Dehydrochlormethyltestosterone (4-chloro-17ß-hydroxy-17α-methylandrosta-1,4-dien-3-one)</li><li>Desoxymethyltestosterone (17α-methyl-5α-androst-2-en-17ß-ol ve 17α-methyl-5α-androst-3-en-17ß-ol)</li><li>Dimethandrolone (7α,11ß-Dimethyl-19-nortestosterone)</li><li>Drostanolone</li><li>Epiandrosterone (3ß-hydroxy-5α-androstan-17-one)</li><li>Epi-dihydrotestosterone (17ß-hydroxy-5ß-androstan-3-one)</li><li>Epitestosterone</li><li>Ethylestrenol (19-norpregna-4-en-17α-ol)</li><li>Fluoxymesterone</li><li>Formebolone</li><li>Furazabol (17α-methyl [1,2,5]oxadiazolo[3',4':2,3]-5α-androstan-17ß-ol)</li><li>Gestrinone</li><li>Mestanolone</li><li>Mesterolone</li><li>Metandienone (17ß-hydroxy-17α-methylandrosta-1,4-dien-3-one)</li><li>Metenolone</li><li>Methandriol</li><li>Methasterone (17ß-hydroxy-2α,17α-dimethyl-5α-androstan-3-one)</li><li>Methyl-1-testosterone (17ß-hydroxy-17α-methyl-5α-androst-1-en-3-one)</li><li>Methylclostebol</li><li>Methyldienolone (17ß-hydroxy-17α-methylestra-4,9-dien-3-one)</li><li>Methylnortestosterone (17ß-hydroxy-17α-methylestr-4-en-3-one)</li><li>Methyltestosterone</li><li>Metribolone (methyltrienolone, 17ß-hydroxy-17α-methylestra-4,9,11-trien-3-one)</li><li>Mibolerone</li><li>Nandrolone (19-nortestosterone)</li><li>Norboletone</li><li>Norclostebol (4-chloro-17ß-ol-estr-4-en-3-one)</li><li>Norethandrolone</li><li>Oxabolone</li><li>Oxandrolone</li><li>Oxymesterone</li><li>Oxymetholone</li><li>Prasterone (dehydroepiandrosterone, DHEA, 3ß-hydroxyandrost-5-en-17-one)</li><li>Prostanozol (17ß-[(tetrahydropyran-2-yl)oxy]-1'H-pyrazolo[3,4:2,3]-5α-androstane)</li><li>Quinbolone</li><li>Stanozolol</li><li>Stenbolone</li><li>Testosterone</li><li>Tetrahydrogestrinone (17-hydroxy-18a-homo-19-nor-17α-pregna-4,9,11-trien-3-one)</li><li>Tibolone</li><li>Trenbolone (17ß-hydroxyestr-4,9,11-trien-3-one)</li><li>Trestolone (7α-Methyl-19-nortestosterone,MENT)</li></ul><p>ve benzer kimyasal yapıya veya benzer biyolojik etkilere sahip diğer maddeler.</p><h4><span class=\"anch\">[s1-2]</span>S1.2. Diğer Anabolik Maddeler</h4><p><b>Aşağıdakileri kapsar, fakat bunlarla sınırlı değildir:</b></p><ul><li><p>Clenbuterol, osilodrostat, ractopamine, seçici androjen reseptör modülatörleri SARM'ler, örneğin; andarine, enobosarm (ostarine), LGD-4033 (ligandrol), RAD140, S-23 ve YK-11], zeranol ve zilpaterol.</p></li></ul><h3><span class=\"anch\">[s2]</span>S2. PEPTİD HORMONLAR, BÜYÜME FAKTÖRLERİ, İLGİLİ MADDELER VE MİMETİKLER</h3><p>Aşağıdaki maddeler ve benzer kimyasal yapıya veya benzer biyolojik etkilere sahip diğer maddeler yasaklanmıştır:</p><h4>S2.1. ERİTROPOİETİNLER (EPO) VE ERİTROPOİEZİ ETKİLEYEN AJANLAR</h4><p>Aşağıdakileri kapsar ancak bunlarla sınırlı değildir:</p><blockquote><p><b>S2.1.1</b> Eritropoietin-Reseptör Agonistleri, örneğin; darbepoietinler (dEPO); eritropoietinler (EPO); EPO temelli yapılar [örneğin; EPO-Fc, methoxy polyethylene glycol-epoetin beta (CERA)]; EPO mimetik ajanlar ve onların yapı taşları (örneğin; CNTO-530 ve peginesatide).</p><p><b>S2.1.2</b> Hipoksi ile indüklenen faktör (HIF) aktive edici ajanlar, örneğin; kobalt; daprodustat (GSK1278863); IOX2; molidustat (BAY 85-3934); roxadustat (FG-4592); vadadustat (AKB-6548); ksenon.</p><p><b>S2.1.3</b> GATA inhibitörleri, örneğin; K-11706.</p><p><b>S2.1.4</b> Dönüştürücü büyüme faktörü beta (TGF-β) sinyali inhibitörleri, örneğin; luspatercept; sotatercept.</p><p><b>S2.1.5</b> Doğal onarım (Innate repair) reseptör agonistleri, örneğin; asialo EPO; karbamillenmiş EPO (CEPO).</p></blockquote><h4>S2.2. PEPTİD HORMONLAR VE SALGILATICI FAKTÖRLERİ</h4><blockquote><p><b>S2.2.1</b> Erkeklerde testosteron uyarıcı peptidler aşağıdakileri kapsar ancak bunlarla sınırlı değildir:</p><ul><li>koryonik gonadotropin (CG),</li><li>luteinleştirici hormon (LH),</li><li>gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH, gonadorelin) ve bunun agonist analogları (örneğin; buserelin, deslorelin, goserelin, histrelin, leuprorelin, nafarelin ve triptorelin),</li><li>kisspeptin ve onun agonist analogları</li></ul><p><b>S2.2.2</b> Kortikotropinler ve onların salgılatıcı faktörleri, örneğin; corticorelin ve tetracosactide</p><p><b>S2.2.3</b> Büyüme Hormonu (GH), analogları ve parçacıkları aşağıdakileri kapsar ancak bunlarla sınırlı değildir:</p><ul><li>büyüme hormonu analogları, örneğin; lonapegsomatropin, somapacitan ve somatrogon</li><li>büyüme hormonu parçacıkları, örneğin; AOD-9604 ve hGH 176-191</li></ul><p><b>S2.2.4</b> Büyüme Hormonu salgılatıcı faktörler aşağıdakileri kapsar ancak bunlarla sınırlı değildir:</p><ul><li>büyüme hormonu salgılatıcı hormon (GHRH) ve onun analogları (örneğin; CJC-1293, CJC- 1295, sermorelin ve tesamorelin)</li><li>büyüme hormonu salgılatıcı uyarıcıları (GHS) ve bunların mimetikleri [örneğin; anamorelin, kapromorelin, ibutamoren (MK-677), ipamorelin, lenomorelin (ghrelin), macimorelin ve tabimorelin]</li><li>büyüme hormonu salgılatıcı peptidleri (GHRP'ler) [örneğin; alexamorelin, examorelin (heksarelin), GHRP-1, GHRP-2 (pralmorelin), GHRP-3, GHRP-4, GHRP-5 ve GHRP-6]</li></ul></blockquote><h4>S2.3. BÜYÜME FAKTÖRLERİ VE BÜYÜME FAKTÖR MODÜLATÖRLERİ</h4><blockquote><p>Aşağıdakileri kapsar ancak bunlarla sınırlı değildir:</p><ul><li>Fibroblast büyüme faktörleri (FGF'ler)</li><li>Hepatosit büyüme faktörü (HGF)</li><li>İnsülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1) ve onun analogları</li><li>Mekano büyüme faktörleri (MGF'ler)</li><li>Trombosit kaynaklı büyüme faktörü (PDGF)</li><li>Timozin-β4 ve onun türevleri, örneğin; TB-500</li><li>Vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF)</li></ul><p>ve kas, tendon veya bağ protein sentezini/yıkımını, damarlanmayı, enerji kullanımını, rejeneratif kapasite veya kas lif tipi dönüşümünü etkileyen diğer büyüme faktörleri veya büyüme faktörü modülatörleri.</p></blockquote><h3><span class=\"anch\">[s3]</span>S3. BETA-2 AGONİSTLER</h3><p>Bütün optik izomerler dahil olmak üzere tüm selektif ve selektif olmayan beta-2 agonistler yasaklanmıştır.</p><p>Aşağıdakileri kapsar, ancak bunlarla sınırlı değildir:</p><ul><li>Arformoterol</li><li>Fenoterol</li><li>Formoterol</li><li>Higenamine</li><li>Indacaterol</li><li>Levosalbutamol</li><li>Olodaterol</li><li>Procaterol</li><li>Reproterol</li><li>Salbutamol</li><li>Salmeterol</li><li>Terbutaline</li><li>Tretoquinol (trimetoquinol)</li><li>Tulobuterol</li><li>Vilanterol</li></ul><p><b>Aşağıdaki koşullar yasaklanmamıştır:</b></p><ul><li>Solunum yoluyla kullanılan salbutamol: 24 saat içinde bölünmüş dozlarla en fazla 1600 mikrogram ve 8 saatlik bir zaman diliminde herhangi bir dozdan başlayarak 600 mikrogram dozu aşmamak koşuluyla;</li><li>Solunum yoluyla kullanılan formoterol: 24 saat içinde bölünmüş dozlarla en fazla 54 mikrogram ve 12 saatlik bir zaman diliminde 36 mikrogramı aşmamak koşuluyla;</li><li>Solunum yoluyla kullanılan salmeterol: 24 saat içinde en fazla 200 mikrogram dozu aşmamak koşuluyla;</li><li>Solunum yoluyla kullanılan vilanterol: 24 saat içinde en fazla 25 mikrogram dozu aşmamak koşuluyla.</li></ul><p><b>NOT:</b></p><p>İdrarda 1000 nanogram/mililitre düzeyinin üzerinde salbutamol veya 40 nanogram/mililitre düzeyinin üzerinde formoterol bulunması bu maddelerin tedavi amaçlı kullanımına ilişkin sonuçlarla tutarlı değildir ve Sporcu anormal bulgunun, tedavi amaçlı olarak inhalasyon yoluyla yukarıda belirtilen dozu aşmayacak şekilde kullanım sonucu olduğunu kontrollü farmakokinetik incelemelerle kanıtlayamadığı sürece bu durum bir <i>Aykırı Analitik Bulgu (AAB)</i> olarak kabul edilecektir.</p><h3><span class=\"anch\">[s4]</span>S4. HORMON VE METABOLİK MODÜLATÖRLER</h3><p>S4.1 ve S4.2 kapsamındaki yasaklı maddeler, <i>Tanımlanmış Maddedir</i>. S4.3 ve S4.4 kapsamındakiler <i>Tanımlanmış Maddelerin</i> dışındaki maddelerdir.</p><p>Aşağıdaki hormon ve metabolik modülatörler yasaklanmıştır.</p><h4>S4.1. AROMATAZ İNHİBİTÖRLERİ</h4><p>Aşağıdakileri kapsar, ancak bunlarla sınırlı değildir:</p><ul><li><b>2-A</b>ndrostenol (5α-androst-2-en-17-ol);</li><li>2-Androstenone (5α-androst-2-en-17-one);</li><li><b>3-A</b>ndrostenol (5α-androst-3-en-17-ol);</li><li>3-Androstenone (5α-androst-3-en-17-one);</li><li><b>4-A</b>ndrostene-3,6,17 trione (6-oxo);</li><li><b>A</b>minoglutethimide;</li><li>Anastrozole;</li><li>Androsta-1,4,6-triene-3,17-dione (androstatrienedione);</li><li>Androsta-3,5-diene-7,17-dione (arimistane);</li><li><b>E</b>xemestane;</li><li><b>F</b>ormestane;</li><li><b>L</b>etrozole;</li><li><b>T</b>estolactone.</li></ul><h4>S4.2. ANTİ-ÖSTROJENİK MADDELER [ANTİ-ÖSTROJENLER VE SEÇİCİ ÖSTROJEN RESEPTÖR MODÜLATÖRLERİ (SERM'LER)]</h4><p>Aşağıdakileri kapsar, ancak bunlarla sınırlı değildir:</p><ul><li>Bazedoxifene</li><li>Clomifene</li><li>Cyclofenil</li><li>Elacestrant</li><li>Fulvestrant</li><li>Ospemifene</li><li>Raloxifene</li><li>Tamoxifen</li><li>Toremifene.</li></ul><h4>S4.3.AKTİVİN IIB RESEPTÖR AKTİVASYONUNU ENGELLEYEN MADDELER</h4><p>Aşağıdakileri kapsar, ancak bunlarla sınırlı değildir:</p><ul><li>Aktivin A-nötralize eden antikorlar;</li><li>Aktivin IIB reseptörü kompetitörleri, örneğin;<ul><li>Aktivin reseptörü taklitleri (örneğin; ACE-031);</li></ul></li><li>Anti-aktivin IIB reseptörü antikorları (örneğin; bimagrumab);</li><li>Miyostatin inhibitörleri, örneğin;<ul><li>Miyostatin ekspresyonunu azaltan veya durduran ajanlar</li><li>Miyostatin bağlayıcı proteinler (örneğin; follistatin, myostatin propeptide)</li><li>Miyostatini veya öncüllerini nötralize eden antikorlar (örneğin; apitegromab, domagrozumab, landogrozumab, stamulumab)</li></ul></li></ul><h4>S4.4. METABOLİK MODÜLATÖRLER</h4><blockquote><p><b>S4.4.1</b></p><ul><li>AMP ile aktive edilen protein kinaz (AMPK) aktive edicileri, örneğin; AICAR, 12S rRNA-c'nin mitokondriyal açık okuma kalıbı (MOTS-c);<br></li><li>Peroksizom proliferatör ile aktive edilen reseptör delta (PPAR?) agonistleri, örneğin; 2-(2-methyl-4-((4 methyl-2-(4-(trifluoromethyl)phenyl)thiazol-5-yl) methylthio)phenoxy) acetic acid (GW1516, GW501516) ve;</li><li>Rev-erbα agonistleri, örneğin; SR9009, SR9011</li></ul><p><b>S4.4.2</b> İnsülinler ve insülin mimetikleri, örneğin: S519, S597</p><p><b>S4.4.3</b> Meldonium</p><p><b>S4.4.4</b> Trimetazidine</p></blockquote><h3 dir=\"ltr\"><span class=\"anch\">[s5-idrar]</span>S5. İDRAR SÖKTÜRÜCÜLER VE MASKELEYİCİ MADDELER</h3><p>Bütün İdrar Söktürücüler ve Maskeleyici Maddeler, örneğin; d- ve l- tüm optik izomerleri de dahil olmak üzere yasaklanmıştır.</p><p><b>Aşağıdakileri kapsar ancak bunlarla sınırlı değildir:</b></p><ul><li><div>İdrar Söktürücüler, örneğin:<br>Acetazolamide; amiloride; bumetanide; canrenone; chlortalidone; etacrynic acid; furosemide; indapamide; metolazone; spironolactone; tiyazidler, örneğin; bendroflumethiazide, chlorothiazide ve hydrochlorothiazide; torasemide, triamterene; xipamide;</div></li><li><div>Vaptanlar, örneğin; konivaptan, mozavaptan, tolvaptan;</div></li><li><div>İntravenöz (damar içi) uygulama yoluyla plazma genişleticiler, örneğin: albümin, dekstran, hidroksietil nişasta, mannitol;</div></li><li><div>Desmopressin;</div></li><li><div>Probenesid;</div></li></ul><blockquote><p>ve benzer kimyasal yapıya veya benzer biyolojik etkilere sahip olan diğer maddeler yasaklanmıştır.</p></blockquote><p><b>Aşağıdakiler yasaklanmamıştır:</b></p><ul><li><div>Drospirenone; pamabrom; ve karbonik anhidraz inhibitörlerinin topikal oftalmik uygulanması (örneğin; dorzolamide ve brinzolamide);</div></li><li><div>Diş hekimliği anestezisinde bölgesel uygulanan felypressin.</div></li></ul><p><b>NOT:</b></p><p>Herhangi bir zamanda ya da <b><i>Müsabaka İçinde Sporcunun Örneğinde</i></b> formoterol, salbutamol, cathine, ephedrine, methylephedrine ve pseudoephedrine gibi eşik değeri olan maddelerin, idrar söktürücü veya maskeleyici maddelerle birlikte herhangi bir miktarda tespit edilmesi durumunda (bir karbonik anhidraz inhibitörünün topikal oftalmik uygulaması veya diş anestezisinde lokal felypressin uygulaması hariç) o madde için alınması gereken <b><i>Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnasına (TAKİ)</i></b> ek olarak idrar söktürücü ve maskeleyici diğer maddeler için de <b><i>Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası (TAKİ)</i></b> alınmadıkça, bu durum bir <b><i>Aykırı Analitik Bulgu (AAB)</i></b> olarak değerlendirilir.</p><h1><span class=\"anch\">[b2]</span>YASAKLI YÖNTEMLER</h1><p>M2.2'de belirtilen Tanımlanmış Yöntemler haricinde, bu sınıftaki yasaklı yöntemlerin hepsi Tanımlanmış Yöntemlerin dışındaki Yöntemlerdir.</p><h3><span class=\"anch\">[m1]</span>M1. KAN VE KAN ÜRÜNLERİNİN UYGULANMASI</h3><p><b>Aşağıdaki yöntemler yasaklanmıştır:</b></p><p><b>M1.1.</b> Kayıtlı bir kan bağış merkezinde gerçekleştirilen ve Sporcular tarafından plazmaferez yoluyla, plazma veya plazma bileşenlerinin bağışlanması dışında, herhangi bir miktardaki otolog, allojenik (homolog) veya heterolog kan veya herhangi bir kaynaktan elde edilmiş eritrosit ürünlerinin dolaşım sistemine <b><i>Uygulanması</i></b> ya da alınıp tekrar verilmesi.</p><p><b>M1.2.</b> Yapay olarak oksijen alımı, taşınımı veya iletiminin artırılması.</p><blockquote><p>Aşağıdakileri kapsar ancak bunlarla sınırlı değildir:</p><p>İnhalasyon yoluyla destekleyici oksijen haricinde perflorokimyasallar; efaproksiral (RSR13) voxelotor ve modifiye edilmiş hemoglobin ürünleri, örneğin; hemoglobin temelli kan yerini tutan ürünler ve mikrokapsüllenmiş hemoglobin uygulanması.</p></blockquote><p><b>M1.3.</b> Kan ya da kan bileşenlerinin herhangi bir formunun fiziksel ya da kimyasal yollarla damar içine uygulanması.</p><h3><span class=\"anch\">[m2]</span>M2. KİMYASAL VE FİZİKSEL MÜDAHALE</h3><p><b>Aşağıdaki yöntemler yasaklanmıştır:</b></p><p><b>M2.1. <i>Doping Kontrolleri</i></b> sırasında alınan <b><i>Örneklerin</i></b> geçerliliğini ve bütünlüğünü bozmak amacıyla <b><i>hile yapmak</i></b> veya <b><i>hile yapmaya teşebbüs etmek</i></b>. Bunlar, başkasının idrarını kullanma ve/veya idrar değiştirme, ve/veya saflığını bozma gibi işlemleri kapsar, ancak bunlarla sınırlı değildir. Örneğin, örneklere proteazların eklenmesi,</p><p><b>M2.2.</b> Hastanede tedavi, cerrahi müdahaleler veya tanıya yönelik klinik incelemeler sırasında uygulananların dışında; 12 saatlik süre içinde 100 mL'den fazla intravenöz (damar içi) infüzyon ve/veya enjeksiyonlar.</p><h3><span class=\"anch\">[m3]</span>M3. GEN VE HÜCRE DOPİNGİ</h3><p><b>Sportif performansı artırma olasılığı nedeniyle aşağıdaki yöntemler yasaklanmıştır:</b></p><p><b>M3.1.</b> Herhangi bir mekanizma ile genom dizilimini ve/veya gen ifadesini değiştirmeye yönelik nükleik asit ya da nükleik asit analog polimerlerinin kullanılması. Gen düzenleme, gen susturma ve gen aktarımı teknolojilerini kapsar ancak bunlarla sınırlı değildir.</p><p><b>M3.2.</b> Normal ya da genetiği modifiye edilmiş hücrelerin kullanımı.</p>"
},
{
"_id": 236,
"tanim": "Müsabaka İçinde Kullanımı Yasaklı",
"duzey": "010",
"icerik": "<h1><span class=\"anch\">[s6]</span>S6. UYARICILAR</h1><h2>MÜSABAKA İÇİNDE KULLANIMI YASAKLI</h2><h4>S6.A'da belirtilen Tanımlanmış Maddelerin dışındakilerin haricinde, bu sınıftaki yasaklı maddelerin hepsi Tanımlanmış Maddedir.</h4><h4>Bu bölümdeki Kötüye Kullanılan Maddeler: kokain ve metilendioksimetamfetamin (MDMA/\"ekstazi\")</h4><p>Tüm uyarıcılar, örneğin; <i>d-</i> ve <i>l-</i> tüm optik izomerleri de dahil olmak üzere yasaklanmıştır.</p><p><b>Uyarıcılar aşağıdakileri kapsamaktadır:</b></p><h4><span class=\"anch\">[s6a]</span>A: TANIMLANMAMIŞ UYARICILAR</h4><ol><li>Adrafinil</li><li>Amfepramone</li><li>Amfetamine</li><li>Amfetaminil</li><li>Amiphenazole</li><li>Benfluorex</li><li>Benzylpiperazine</li><li>Bromantan</li><li>Clobenzorex</li><li>Cocaine</li><li>Cropropamide</li><li>Crotetamide</li><li>Fencamine</li><li>Fenetylline</li><li>Fenfluramine</li><li>Fenproporex</li><li>Fonturacetam [4-phenylpiracetam (carphedon)]</li><li>Furfenorex</li><li>Lisdexamfetamine</li><li>Mefenorex</li><li>Mephentermine</li><li>Mesocarb</li><li>Metamfetamine(<i>d-</i>)</li><li>p-methylamphetamine</li><li>Modafinil</li><li>Norfenfluramine</li><li>Phendimetrazine</li><li>Phentermine</li><li>Prenylamine</li><li>Prolintane</li></ol><p>Bu listede belirtilmeyen uyarıcılar <b><i>Tanımlanmış Madde</i></b> Kapsamında değerlendirilir.</p><h4><span class=\"anch\"><span class=\"anch\">[s6b]</span></span>S6.B: TANIMLANMIŞ UYARICILAR</h4><p>Aşağıdakileri kapsar, ancak bunlarla sınırlı değildir:</p><ul><li>2-phenylpropan-1-amine (ß methylphenylethylamine, BMPEA)</li><li>3-Methylhexan-2-amine (1,2-dimethylpentylamine)</li><li>4-Fluoromethylphenidate</li><li>4-Methylhexan-2-amine, 1,3-dimethylamylamine, 1,3 DMAA, methylhexanea- mine)</li><li>4-Methylpentan-2-amine (1,3-dimethylbutylamine)</li><li>5-Methylhexan-2-amine (1,4-dimethylamylamine, 1,4-dimethylpentylamine, 1,4-DMAA)</li><li>Benzfetamine</li><li>Cathine**</li><li>Cathinone ve analogları, örneğin; mephedrone, methedrone ve α-pyrrolidinovalerophenone</li><li>Dimetamfetamine (dimethylamphetamine)</li><li>Ephedrine***</li><li>Epinephrine**** (adrenaline)</li><li>Etamivan</li><li>Ethylphenidate</li><li>Etilamfetamine</li><li>Etilefrine</li><li>Famprofazone</li><li>Fenbutrazate</li><li>Fencamfamin</li><li>Heptaminol</li><li>Hydraphinil (fluorenol)</li><li>Hydroxyamfetamine (parahydroxyamphetamine)</li><li>Isometheptene</li><li>Levmetamfetamine</li><li>Meclofenoxate</li><li>Methylenedioxymethamphe-tamine</li><li>Methylephedrine***</li><li>Methylnapthidate [((±)- methyl-2-(naphthalen-2-yl)-2-(piperidin-2-yl)acetate]</li><li>Methylphenidate</li><li>Nikethamide</li><li>Norfenefrine</li><li>Octodrine (1,5- dimethylhexylamine)</li><li>Octopamine</li><li>Oxilofrine (methylsynephrine)</li><li>Pemoline</li><li>Pentetrazol</li><li>Phenethylamine ve türevleri</li><li>Phenmetrazine</li><li>Phenpromethamine</li><li>Propylhexedrine</li><li>Pseudoephedrine*****</li><li>Selegiline</li><li>Sibutramine</li><li>Solriamfetol</li><li>Strychnine</li><li>Tenamfetamine (methylenedioxyamphe-amine)</li><li>Tuaminoheptane</li></ul><div style=\"margin-left:\" 2em=\"\">ve benzer kimyasal yapıya ya da benzer biyolojik etkilere sahip diğer maddeler.</div><h4>Aşağıdakiler yasaklanmamıştır:</h4><ul><li>Clonidine;</li><li>İmidazolin türevlerinin dermatolojik, nazal, oftalmik veya otik uygulamaları (örneğin; brimonidine, clonazoline, fenoxazoline, indanazoline, naphazoline, oxymetazoline, tetryzoline, tramazoline, xylometazoline) ve 2024 İzleme Programında yer alan uyarıcılar*.</li></ul><p>* Bupropion, kafein, nikotin, phenylephrine, phenylpropanolamine, pipradol ve synephrine: Bu maddeler 2024 İzleme Programı kapsamındadır ve Yasaklı Madde olarak kabul edilmemektedir.<br>** Cathine (d-norpsödoefedrin) ve bunun l-izomeri: İdrardaki konsantrasyonunun mililitrede 5 mikrogramdan fazla olması durumunda yasaklanmıştır.<br>*** Ephedrine ve methylephedrine: Herhangi birisinin idrardaki konsantrasyonunun mililitrede 10 mikrogramdan fazla olması durumunda yasaklanmıştır.<br>**** Epinephrine (adrenalin): Lokal olarak, örneğin; nazal, oftalmolojik ya da lokal anestetiklerle birlikte uygulamalarda yasaklanmamıştır.<br>***** Pseudoephedrine: İdrardaki konsantrasyonunun mililitrede 150 mikrogramdan fazla olması durumunda yasaklanmıştır.</p><h3><span class=\"anch\">[s7]</span>S7. NARKOTİKLER</h3><h4>Bu sınıftaki yasaklı maddelerin hepsi Tanımlanmış Maddedir.</h4><h4>Bu bölümdeki Kötüye Kullanılan Madde: diamorfin (eroin)</h4><p><b>Aşağıdaki narkotikler ve onların tüm optik izomerleri, örneğin; <i>d-</i> ve <i>l-</i>, yasaklanmıştır:</b></p><ul><li><b>B</b>uprenorphine</li><li><b>D</b>extromoramide</li><li>Diamorphine (heroin)</li><li><b>F</b>entanyl ve türevleri</li><li><b>H</b>ydromorphone</li><li><b>M</b>ethadone</li><li>Morphine</li><li><b>N</b>icomorphine</li><li><b>O</b>xycodone</li><li>Oxymorphone</li><li><b>P</b>entazocine</li><li>Pethidine</li><li>Tramadol</li></ul><h3><span class=\"anch\">[s8]</span>S8. KANNABİNOİDLER</h3><h4>Bu sınıftaki yasaklı maddelerin hepsi Tanımlanmış Maddedir.</h4><h4>Bu bölümdeki Kötüye Kullanılan Madde: tetrahidrokannabinol (THC)</h4><p><b>Tüm doğal ve sentetik kannabinoidler yasaklanmıştır, örneğin:</b></p><ul><li>Kannabis (esrar, haşhiş ve marihuana) ve kannabis ürünleri</li><li>Doğal ve sentetik tetrahidrokannabinoidler (THC'ler)</li><li>THC etkisini taklit eden sentetik kannabinoidler</li></ul><p><b>Aşağıdakiler yasaklanmamıştır:</b></p><ul><li>Cannabidiol.</li></ul><h3><span class=\"anch\">[s9]</span>S9. GLUKOKORTİKOİDLER</h3><h4>Bu sınıftaki yasaklı maddelerin hepsi <i>Tanımlanmış Maddedir</i>.</h4><p><b>Ağızdan alınan [oromukozal (örneğin, bukkal, gingival ve sublingual) da dahil], her türlü enjeksiyon yoluyla uygulanan veya rektal uygulanan bütün glukokortikoidler yasaklanmıştır.</b></p><p>Aşağıdakileri kapsar ancak bunlarla sınırlı değildir:</p><ul><li>Beclometasone</li><li>Betamethasone</li><li>Budesonide</li><li>Ciclesonide</li><li>Cortisone</li><li>Deflazacort</li><li>Dexamethasone</li><li>Flucortolone</li><li>Flunisolide</li><li>Fluticasone</li><li>Hydrocortisone</li><li>Methylprednisolone</li><li>Mometasone</li><li>Prednisolone</li><li>Prednisone</li><li>Triamcinolone acetonide</li></ul><p><b>NOT:</b></p><p>Üreticinin lisanslı dozları ve terapötik endikasyonları dahilinde kullanıldığında diğer uygulama yolları (solunum ve topikal: dental-intrakanal, dermal, intranazal, oftalmolojik ve perianal dahil) yasaklı değildir.</p>"
},
{
"_id": 765,
"tanim": "Bazı Özel Sporlarda Kullanımı Yasaklı Maddeler",
"duzey": "015",
"icerik": "<h1><span class=\"anch\">[b1]</span>BAZI ÖZEL SPORLARDA KULLANIMI YASAKLI MADDELER</h1><h3><span class=\"anch\">[p1]</span>P1. BETA-BLOKE EDİCİLER</h3><p><b>Bu sınıftaki yasaklı maddelerin hepsi <i>Tanımlanmış Maddedir</i>.</b></p><p>Beta-bloke ediciler, aşağıdaki spor dallarında yalnızca Müsabaka İçinde yasaklanmıştır, ancak belirtildiği takdirde Müsabaka Dışında da yasaklıdır (*).</p><ul><li>Okçuluk (WA)*</li><li>Otomobil (FIA)</li><li>Bilardo (bütün disiplinler) (WCBS)</li><li>Dart (WDF)</li><li>Golf (IGF)</li><li>Mini-Golf (WMF)</li><li>Atıcılık (ISSF, IPC)*</li><li>Kayak/Snowboard (FIS) kayakla atlama, serbest stil takla atma/yarım silindir ve snowboard yarım silindir/big air</li><li>Sualtı Sporları (CMAS) serbest dalış, zıpkınla dalış ve hedef vurmanın tüm alt disiplinleri</li></ul><blockquote><p>*<i>Müsabaka Dışında</i> da yasaklanmıştır.</p></blockquote><p><b>Beta-bloke ediciler aşağıdakileri kapsar, ancak bunlarla sınırlı değildir:</b></p><ul><li><b>A</b>cebutolol</li><li>Alprenolol</li><li>Atenolol</li><li><b>B</b>etaxolol</li><li>Bisoprolol</li><li>Bunolol</li><li><b>C</b>arteolol</li><li>Carvedilol</li><li>Celiprolol</li><li><b>E</b>smolol</li><li><b>L</b>abetalol</li><li><b>M</b>etipranolol</li><li>Metoprolol</li><li><b>N</b>adolol</li><li>Nebivolol</li><li><b>O</b>xprenolol</li><li><b>P</b>indolol</li><li>Propranolol</li><li><b>S</b>otalol</li><li><b>T</b>imolol</li></ul>"
},
{
"_id": 5068,
"tanim": "Başlıca Değişikliklerin Özeti ve Açıklayıcı Notlar",
"duzey": "020",
"icerik": "<h1><b><i>BAŞLICA DEĞİŞİKLİKLERİN ÖZETİ VE AÇIKLAYICI NOTLAR</i></b></h1><h1>2024 YASAKLILAR LİSTESİ</h1><p>Sınıflandırmada herhangi bir değişiklik yapılmamıştır ancak Yasaklılar Listesinin S1, S2, S4, M1, M2, M3 ve S6 bölümlerinin alt sınıfları, alt sınıfların yanlış yorumlanmasını önlemek için, belge genelinin daha anlaşılır olması amacıyla yeniden numaralandırılmıştır.</p><h1><span class=\"anch\">[b1]</span>KULLANIMI HER ZAMAN YASAKLI OLAN MADDELER VE YÖNTEMLER (MÜSABAKA İÇİ VE MÜSABAKA DIŞI)</h1><h2><span class=\"anch\">[b2]</span>YASAKLI MADDELER</h2><h3><span class=\"anch\">[S0]</span>S0. ONAYLANMAMIŞ MADDELER</h3><ul><li>2,4-Dinitrofenol (DNP) ve troponin aktivatörleri (Örneğin; Reldesemtiv ve Tirasemtiv) örnek olarak eklenmiştir.</li></ul><h3><span class=\"anch\">[S1]</span>S1. ANABOLİK MADDELER</h3><ul><li>Nandrolon (19-nortestosteron) analoglarının örnekleri olarak Trestolon (7α-methyl-19-nortestosteron, MENT), dimetandrolon (7α,11β-Dimethyl-19-nortestosteron) ve 11β-Methyl-19-nortestosterone eklenmiştir.</li></ul><h3><span class=\"anch\">[s2]</span>S2. PEPTİD HORMONLAR, BÜYÜME FAKTÖRLERİ, İLGİLİ MADDELER VE MİMETİKLER</h3><ul><li><b>S2.2.1</b>, netlik sağlamak amacıyla \"Erkeklerde testosteronu uyarıcı peptidler\" başlığı altında yeniden ifade edilmiştir. Bu başlık, Gonadotropin Salgılatıcı Hormon (GnRH) agonisti analoglarının örnekleri olarak buserelin, deslorelin, goserelin, histrelin, leuprorelin, nafarelin ve triptorelini tanımlar. Histerelin, yeni bir örnek olarak eklenmiştir.<ul><li>GnRH'nin ve dolayısıyla testosteronun salgılanmasında rol oynayan Kisspeptin ve agonist analogları da eklenmiştir.</li></ul></li><li><b>S2.2.2:</b> Doğal kortikotropinin (ACTH) ilk 24 amino asit kısmı olduğu ve doğal hormonun tam biyolojik aktivitesine sahip olduğu için Tetrakosaktid (ACTH 1-24) örnek olarak eklenmiştir.</li><li><b>S2.2.4:</b> Büyüme hormonunun (GH) ve dolayısıyla insülin benzeri büyüme faktörü-1'in (IGF-1) üretimini uyaran doğal hormon ghrelinin mimetiklerinden olan Kapromorelin ve ibutamoren (MK-677), büyüme hormonu salgılatıcı uyarıcılara (GHS) örnek olarak eklenmiştir.</li><li><b>S2.3:</b> Rekombinant insan IGF-1'inin INN adı mekasermin eklenmiştir.</li></ul><h3><span class=\"anch\">[s4]</span>S4. Hormon ve Metabolik Modülatörler</h3><ul><li>S4.4.1, Rev-Erb-α agonistlerini içerecek şekilde güncellenmiştir. Örnek olarak SR9011 eklenmiş ve SR9009'un yeri değiştirilmiştir.</li></ul><h3><span class=\"anch\">[s5]</span>S5. İdrar Söktürücüler ve Maskeleyici Maddeler</h3><ul><li>Daha anlaşılır olması için S5 bölümünde yazım düzenlemeleri yapılmıştır. Vaptanlara örnek olarak conivaptan ve mozavaptan eklenmiştir.</li></ul><h3><span class=\"anch\">[m1]</span>M1. Kan ve Kan Ürünlerinin Uygulanması</h3><ul><li>Kayıtlı bir kan bağış merkezinde gerçekleştirildiği takdirde, <i>Sporcular</i> tarafından plazmaferez yoluyla plazma veya plazma bileşenlerinin bağışlanması artık yasak değildir</li></ul><h1>MÜSABAKA İÇİ KULLANIMI YASAKLI MADDELER VE YÖNTEMLER</h1><h2>YASAKLI MADDELER</h2><h3><span class=\"anch\">[s6]</span>S6. Uyarıcılar</h3><ul><li>Besin destek ürünlerinde bulunması nedeniyle, tanımlanmış bir uyarıcı örneği olarak 2-phenylpropan-1-amine (BMPEA, ß- methylphenethylamine) eklenmiştir.</li><li>İstisnalar kapsamında imidazolin türevi olarak Tramazolin eklenmiştir.</li></ul><h3><span class=\"anch\">[s7]</span>S7. Narkotikler</h3><ul><li>Tramadol, WADA Yönetim Kurulu tarafından 23 Eylül 2022 tarihinde onaylandığı üzere 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren Müsabaka İçinde yasaklanmıştır. Tramadol birkaç yıldır WADA İzleme Programında yer almaktadır. İzleme verileri bisiklet, ragbi ve futbol gibi sporlarda önemli miktarda kullanıldığını göstermiştir. Tramadolün kötüye kullanımı, genel popülasyonda doza bağlı fiziksel bağımlılık, opioid kullanım bozukluğu ve aşırı doz riskleri nedeniyle endişe vericidir ve bu endişeler tramadolün birçok ülkede kontrollü bir ilaç olmasına neden olmuştur. WADA1 tarafından desteklenen araştırmalar, tramadolün sporda fiziksel performansı artırma potansiyelini doğrulamıştır. Tedavi amaçlı kullanılan Tramadolün §'vücuttan atılma süresi' 24 saat olarak belirlenmiştir.</li></ul><blockquote><p>§'Vücuttan atılma süresi' uygulanan son dozdan <i>Müsabaka İçi</i> dönemin başlangıcına kadar geçen süreyi ifade eder (Müsabaka içi dönem, belirli sporlar için WADA<sup>1</sup> tarafından farklı bir süre belirlenmiş olmadığı sürece, Sporcunun katılacağı Müsabakadan önceki gün 23: 59'da başlar).</p><p><sup>1</sup>a) Holgado D, Zandonai T, Zabala M, Hopker J, Perakakis P, Luque-Casado A, Ciria L, Guerra-Hernandez E, Sanabria D.<br>Tramadol effects on physical performance and sustained attention during a 20-min indoor cycling time-trial: A randomised<br>controlled trial. J Sci Med Sport. 2018 Jul;21(7):654-660.<br>b) Mauger L, Thomas T, Smith S, Fennell C. Tramadol is a performance-enhancing drug in highly trained cyclists: a<br>randomized controlled trial.J Appl Physiol. 2023 Jul;135: 467-474.</p></blockquote><h3><span class=\"anch\">[s7]</span>S7. GLUKOKORTİKOİDLER</h3><ul><li>Glukokortikoidlerin rektal yolla uygulanmasını takiben vücuttan atılması için gerekli asgari süre Glukokortikoidlerin Vücuttan Atılma Sürelerine ilişkin Tabloya eklenmiştir; Glukokortikoidler Müsabaka İçi dönemde rektal yolla uygulandığında yasaklı olmaya devam edecektir. Verilen vücuttan atılma sürelerinde, bu ilaçların üreticilerinin lisanslı azami dozları baz alınmıştır:</li></ul><table cellspacing=\"0\" cellpadding=\"5\" border=\"1\"><tbody><tr><td bgcolor=\"#36740F\"><p>Uygulama Yolu</p></td><td bgcolor=\"#36740F\"><p>Glukokortikoid</p></td><td bgcolor=\"#36740F\"><p>Vücuttan Atılma Süresi*</p></td></tr><tr><td bgcolor=\"#6D9D0E\" rowspan=\"2\"><p>Oral**</p></td><td>Tüm glukokortikoidler;</td><td>3 gün</td></tr><tr><td>Triamsinolon, Triamsinolon asetonid hariç</td><td>30 gün</td></tr><tr><td bgcolor=\"#6D9D0E\" rowspan=\"3\"><p>Kas içi</p></td><td>Betametazon; deksametason; metilprednizolon</td><td>5 gün</td></tr><tr><td>Prednizolon; prednizon</td><td>10 gün</td></tr><tr><td>Triamsinolon asetonid</td><td>60 gün</td></tr><tr><td bgcolor=\"#6D9D0E\" rowspan=\"2\"><p>Bölgesel enjeksiyonlar<br>(periartiküler, eklem içi, peritendinöz ve intratendinöz dahil)</p></td><td>Tüm glukokortikoidler;</td><td>3 gün</td></tr><tr><td>Prednizolon; prednizon; triamsinolon asetonid; triamsinolon heksasetonid hariç</td><td>10 gün</td></tr><tr><td bgcolor=\"#6D9D0E\" rowspan=\"2\">Rektal</td><td>Tüm glukokortikoidler;</td><td>3 gün</td></tr><tr><td>Triamsinolon diasetat; Triamsolon asetonid hariç</td><td>10 gün</td></tr></tbody></table><p>* Vücuttan atılma süresi, uygulanan son dozdan Müsabaka İçi dönemin başlangıcına kadar geçen süreyi ifade eder (müsabaka içi dönem, belirli sporlar için WADA tarafından farklı bir süre belirlenmiş olmadığı sürece, Sporcunun katılmasının planlandığı bir Müsabakadan önceki gün 23: 59'da başlar).<br>** Oral yollar ayrıca oromukozal, bukkal, gingival ve sublingual'ı da kapsar.</p><p>Vücuttan Atılma Sürelerine ilişkin Tablo ayrıca Sıkça Sorulan Sorular Listesi'nde de bulunur. <a href=\"https://www.wada-ama.org/en/prohibited-list#faq-anchor\">https://www.wada-ama.org/en/prohibited-list#faq-anchor</a></p>"
},
{
"_id": 437,
"tanim": "İzleme Programı",
"duzey": "025",
"icerik": "<h1><span class=\"anch\">[b5]</span>İZLEME PROGRAMI*</h1><ul><li>Gerekli prevalans verileri elde edildiğinden salmeterol ve vilanterol çıkarılmıştır.</li><li>Tramadol artık S7: Narkotikler kapsamında yasaklandığı için çıkarılmıştır.</li><li>Müsabaka İçi kullanım kalıplarını izlemek için Tapentadol ve dihidrokodein eklenmiştir.</li><li>Sporda kullanım yaygınlığı ve şeklini incelemek için GLP-1 analogu semaglutide eklenmiştir.</li></ul><p>* Önceki değişiklikler ve açıklamalar hakkında daha fazla bilgi için lütfen <a href=\"https://www.wada-ama.org/en/prohibited-list#faq-anchor\">https://www.wada-ama.org/en/prohibited-list#faq-anchor</a> adresindeki Yasaklılar Listesi Sıkça Sorulan Sorular'a bakınız.</p><h3>Aşağıdaki maddeler 2024 İzleme Programına dahil edilmiştir:</h3><h4>1. Anabolik Maddeler:</h4><p>Müsabaka İçi ve Müsabaka Dışı: Ekdisteron</p><h4>2. Peptid Hormonlar, Büyüme Faktörleri, İlgili Maddeler ve Mimetikler: </h4><p>Müsabaka İçi ve Müsabaka Dışı: Sadece 18 yaşın altındaki kadınlarda gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) analogları.</p><h4>3. Hipoksen (polihidroksifenilen tiyosülfonat sodyum): </h4><p>Müsabaka İçi ve Müsabaka Dışı</p><h4>4. Uyarıcılar: </h4><p>Yalnızca Müsabaka İçi: Bupropion, kafein, nikotin, fenilefrin, fenilpropanolamin, pipradrol ve sinefrin.</p><h4>5. Narkotikler: </h4><p>Yalnızca Müsabaka İçi: Kodein, dermorfin (ve analogları), dihidrokodein, hidrokodon ve tapentadol.</p><h4>6. Semaglutide: </h4><p>Müsabaka İçi ve Müsabaka Dışı</p><p>* Dünya Dopingle Mücadele Kuralları (Madde 4.5) şunu belirtmektedir: \"WADA, Taraflar ve hükümetlerle istişare halinde, Yasaklılar Listesinde olmayan ancak WADA'nın spordaki potansiyel kötüye kullanım modellerini tespit etmek amacıyla izlemek istediği maddelerle ilgili bir izleme programı oluşturacaktır.\"</p><p><br> </p>"
}
]
|
tr.com.rxmediapharma.wu.model.mongo.Kitaplar
|
11
|
Zehirlenmeler Tanı ve Tedavi Rehberleri
|
*** LARGE PROPERTY ***
~940 KB Preview:[{"_id":239,"tanim":"KAPA Click to fetch this property |
tr.com.rxmediapharma.wu.model.mongo.Kitaplar
|
12
|
Antineoplastik (Sitotoksik) İlaçlarla Güvenli Çal…
|
[
{
"_id": 412,
"tanim": "ANTİNEOPLASTİK (SİTOTOKSİK) İLAÇLARLA GÜVENLİ ÇALIŞMA REHBERİ KOMİSYONU",
"duzey": "005",
"icerik": "<table cellspacing=\"0\" cellpadding=\"2\" border=\"1\"> <tbody> <tr> <td> <p>Prof. Dr. Murat TUNCER</p></td> <td> <p>Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanı</p></td> </tr> <tr> <td>Prof. Dr. Sema BURGAZ</td> <td>Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi</td> </tr> <tr> <td>Doç.Dr. Filiz ÇAY ŞENLER</td> <td>Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi</td> </tr> <tr> <td>Uzm. Dr. Mehmet DAĞLI</td> <td>Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi</td> </tr> <tr> <td>Hemş. Fatma GÜNDOĞDU</td> <td>Hacettepe Onkoloji Hastanesi Başhemşiresi</td> </tr> <tr> <td>Hemş. Asiye ÖZKAN</td> <td>Onkoloji Hemşireleri Derneği</td> </tr> <tr> <td>Hemş. Sevinç BOZKURT</td> <td>Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi</td> </tr> <tr> <td>Hemş. Hatice KILIÇ</td> <td>Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi</td> </tr> </tbody></table>"
},
{
"_id": 413,
"tanim": "YAYIN ÇALIŞMA GRUBU",
"duzey": "010",
"icerik": "<table cellspacing=\"0\" cellpadding=\"2\" border=\"1\"> <tbody> <tr> <td>O. Gültekin BAYRAKTAR</td> <td>Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı</td> </tr> <tr> <td>Meral GÜNDÜZ</td> <td>Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Hemşirelik Hizmetleri Daire Başkanlığı</td> </tr> <tr> <td>Aslıhan ARDIÇ</td> <td>Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Hemşirelik Hizmetleri Daire Başkanlığı</td> </tr> <tr> <td>İlknur YANIKOGLU</td> <td>Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Hemşirelik Hizmetleri Daire Başkanlığı</td> </tr> </tbody></table>"
},
{
"_id": 414,
"tanim": "ÖNSÖZ",
"duzey": "015",
"icerik": "<p>Görülme sıklığı ve yüksek oranda ölümlere yol açması nedeni ile kanser günümüzde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak ön plana çıkmış bulunmaktadır.</p><p> Günümüzde kanser hastalıklarında teşhis ve tedavi imkanlarının artması, yaşam süresinin uzaması bu alanda sağlık kuruluşlarına olan hasta talebini de arttırmıştır.</p><p>Bugün kanser en sık görülen ölüm nedenleri arasında kalp-damar hastalıklarından sonra ikinci sırayı almıştır.</p><p>Ülkemizde kanser bildirimleri çok sağlıklı olmamakla birlikte araştırmalara göre kanser görülme sıklığı kesin rakamı yüz binde 68, tahmini rakam ise yüz binde 235 olarak bulunmuştur.</p><p>Erken tanı ve tedavi ile kanserli hastalarda önemli oranda iyileşme sağlanıyor olması, herkesin kanserle mücadeleye katılmasını ve koruma yöntemleri konusunda toplumun ve sağlık çalışanlarının bilgilendirilmesini ve bilinçlendirilmesini gerekli kılmaktadır.</p><p>Kanser tedavisinde ilaçla tedavi uygulamaları (kemoterapi) önemli bir yer tutmakta ve yaygın bir tedavi yöntemi olarak uygulanmaktadır.</p><p>Günümüzde tedavi protokolleri ile belirlenmiş kemoterapi uygulamaları kanser hastanelerinin yanı sıra, diğer hastanelerde, özel klinik ve polikliniklerde ve hatta sağlık çalışanlarınca evlerde de uygulanabilmektedir.</p><p>Bu çerçevede, ilaçla tedavi uygulamalarında kullanılmakta olan antineoplastik ilaçların hazırlanması, depolanması, taşınması, hastaya verilmesi ve atıkların bertaraf edilmesi sırasında sağlık çalışanları bu ilaçların zararlı etkilerine maruz kalabilmektedirler.</p><p>Bu nedenle, antineoplastik ilaçlarla tedavi uygulamaları sırasında hastaların güvenliğinin yanı sıra, bu tedaviyi uygulayan sağlık çalışanlarının da bu ilaçlarla maruziyet riskinden korunması ve güvenli çalışma ortamının sağlanması büyük önem arzetmektedir. Bu amaçla hazırlanan "Antineoplastik (Sitotoksik) İlaçlarla Güvenli Çalışma Rehberi"nin hastalar ve bu alanda çalışan sağlık personeli ve özellikle hemşirelerin güvenli çalışma ortamında hizmet vermelerinin sağlanması için önemli bir kaynak olacağı inancıyla bu çalışmada katkısı ve emeği bulunan herkese teşekkür ediyorum.</p><p>Uzm. Dr. İsmail DEMİRTAŞ Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü</p>"
},
{
"_id": 415,
"tanim": "GİRİŞ",
"duzey": "020",
"icerik": "<h1>GİRİŞ</h1><p>İlaçlarla maliyn hücrelerin büyümelerini durdurma ya da tersine çevirme (kemoterapi) 1940'lı yılların sonunda başlamıştır. Mekloretamin ve türevleri (Azot hardalı) tedavi amacıyla ilk kullanılan ilaçlardır. Halen ülkemizde kemoterapide kullanılan ortalama 70 çeşit antineoplastik ilaç bulunmaktadır ve yılda ortalama 20.000 kanser hastası bu ilaçları kullanmaktadır. Klinikte kullanımı geniş ölçüde olan antineoplastik ilaçlar Ek-1'de verilmiştir. Kanser bildirimlerinin halen yeterli düzeyde olmadığı ülkemizde bu sayının pek gerçekçi olmadığı ve yılda ortalama 75.000 yeni kanser olgusunun görülebileceği bildirilmektedir. Geleceğe yönelik sağlık planlaması içinde, tanı, tedavi ve izleme gerektiren kanser hastası prevalansının yılda ortalama 200.000 olabileceği öngörülmektedir (<a href=\"[N]10|0|12|428\">Kaynak No: 12</a>). Ortaya çıkan kanser olgularının çok büyük bir çoğunluğunda ilaçla tedavi uygulandığı gerçeğinin yanı sıra, antineoplastiklerin bir kısmının organ transplantasyonu ve bazı cilt ve otoimmün hastalıklarda da kullanıldığı göz önüne alındığında ülkemizde yıllık antineoplastik kullanımına ilişkin kabaca bir fikir edinilebilir.</p><p>Geniş ölçüde kullanımı olan ve sitotoksik ilaçlar olarak da adlandırılan antineoplastik ilaçların hazırlanması, depolanması, taşınması, hastaya verilmesi ve kullanım sonrası atıkların elden çıkartılmaları ile ilgili yapılan uygulamalarda sağlık çalışanları bu ilaçların yüksek konsantrasyonlarına maruz kalabilmektedirler. Hastanelerde yatak sayısının sınırlı olması ve hastanede kanser tedavisinin maliyeti nedeniyle kemoterapinin artık evlerde de uygulanmaya başladığı göz önüne alındığında kemoterapiyi evde uygulayan sağlık çalışanlarının yanı sıra, hasta yakınlarının da bu ilaçlara maruziyet riski taşımaları söz konusudur. (<a href=\"[N]10|0|12|428\">Kaynak No: 5, 23, 37</a>).</p><p>Bir kimyasal bileşik eğer; <b>1.</b> Mutajenik ve klastojenik etki gösteriyorsa , <b>2.</b> Deney hayvanlarında, ilaç uygulanan hastalarda ya da her iki grupta da kanserojenik etki, teratojenik etki ya da üreme sisteminde bir bozukluk oluşturuyorsa, <b>3.</b> Düşük dozlarda deney hayvanlarında ya da hastalarda ciddi organ toksisitesi ya da diğer toksik etkiler gösteriyorsa mesleki riskler ortaya çıkarabilmektedir (<a href=\"[N]10|0|12|428\">Kaynak No: 4</a>).</p><p>Antineoplastik ilaçların büyük bir kısmı mukoz membran, göz ve deriye son derece irritandırlar. Bu ilaçların pek çok hayvan türünde kanserojenik ve teratojenik etki gösterdiği ve tedavi dozunda maruziyetlerinde insanlarda kansere neden olduğu bilinmektedir (Şimdiye kadar bilinen 7 çeşit antineoplastik ilaç bulunmaktadır). Bu tip etkilerin yanı sıra antineoplastiklerin gerek deney hayvanlarında ve gerekse uzun süre kemoterapi uygulanan hastalarda kardiyotoksik etki (örn; doksorubisin), pulmoner toksik etki (örn; bleomisin), nefrotoksik etki (örn; sisplatin), ürotoksik etki (örn; siklofosfamid) ve sterilite (örn; sisplatin) şeklinde ortaya çı kan organ harabiyetlerine de neden olduğu iyi bilinmektedir (<a href=\"[N]10|0|12|428\">Kaynak No: 4, 18, 19</a>).</p><p>Sağlık çalışanları antineoplastik ilaçlara genel olarak üç şekilde maruz kalabilmektedirler:</p><ol> <li>İlaçların hazırlanması sırasında; Eczaneden taşınma ya da sallama sırasında dökülme, saçılma ya da kırıklardan toz partikülleri ve aerosol halde sıvı damlacıklara maruz kalınabilir.</li> <li>İlaçların hastaya verilmesi sırasında; Taşınma sırasında enjektörden sızmalar, enjektördeki havanın dışarı atılması ya da hastaya bağlantı yapmada, setlerin değiştirilmesi ya da çıkarılmasında antineoplastiklerin havada aerosol şekli oluşması nedeniyle maruz kalınabilir.</li> <li>Diğer maruziyetler; Atılan boş ilaç kapları diğer bir kontaminasyon kaynağıdır. Bunun dışında son 48 saat içinde antineoplastik ilaç uygulanmış hastaların her türlü atığı ve bu atık ile bulaşmış her türlü malzeme önemli kontaminasyon kaynaklarıdır. Örn; siklofosfamid alan hastalarda yüksek miktarlarda siklofosfamid ve mutajenik aktivite gösteren metabolitlerinin idrar ile vücuttan atılımı söz konusudur. Sisplatin uygulanmış hastaların idrarlarında da önemli miktarlarda ilacın kendisi atılmaktadır. Bu nedenle antineoplastiklere maruziyet; ilaç tozları ya da sıvı damlacıkların solunum yolu ile ya da deri teması sonucu olabileceği gibi ilacın gıdalar üzerinde (sağlık çalışanlarının gıdaları) istenmeden ağız yolu ile alımı şeklinde olabilmektedir (<a href=\"[N]10|0|12|428\">Kaynak No: 4, 27, 32, 34</a>).</li></ol><p>Yaklaşık 20 yıl önce antineoplastik ilaçları hazırlayan ve hastalara uygulayan eczacı ve hemşirelerde olası maruziyet riskine dikkat çekilmiştir. Bu ilgi onkoloji kliniklerinde çalışan hemşirelerin idrar örneklerinde mutajenik aktivitenin ve bu ilaçların kendilerindeki (örn; siklofosfamid, sisplatin gibi) düzeylerde artış göstermesi ile daha da artmıştır. Araştırmalar ile siklofosfamid'in deri yolu ile de önemli ölçüde vücuda girebildiği gösterilmiştir. Daha sonra yapılan sitogenetik çalışmalarda, yeterli korunma önlemi almaksızın çalışan onkoloji hemşirelerinde kromozomlardaki yapısal bozuklukların, mutasyonların, kardeş kromatid değişikliklerinin ve mikroçekirdek sıklığındaki artışların gözlenmeye devam etmesi bu konuya olan ilginin devamını sağlamıştır. Ancak antineoplastik ilacın tipi ve miktarı, maruziyet süresi ve yolu, koruyucu önlemlerin alınması ve bireysel farklılıklar gibi diğer faktörler nedeniyle negatif sonuçların elde edildiği çalışmalar da bulunmaktadır. Diğer bir çalışmada onkoloji kliniğinde 6,8 ve 18 yıl süreyle klorambusil ile çalışan üç hemşirede karaciğer harabiyeti belirlenmiştir. Bu üç olgu kesin bir sonuca varmak için yetersiz gibi gözükmekte ise de ancak bu veriler bile yüzlerce ve hatta binlerce kez bu ilaçları hazırlayıp veren sağlık personeli için rahatsız edici bir görünüm ortaya çıkarmaktadır. Bazı antineoplastiklerin insanlarda üreme sisteminde riskler yarattığı düşünülmektedir. İlk trimester süresince kemoterapi gören hamilelerde düşükler ya da sakat doğumlar olduğuna ilişkin çok sayıda çalışmalar bulunmaktadır. Finlandiya'da geriye yönelik yapılan iki çalışmada hamileliklerinin ilk trimesterinde başlıca siklofosfamid, doksorubisin ve vinkristin'e maruz kalan sağlık personelinde sakat doğum ve düşük sıklığının artışının önemli olduğu gösterilmiştir (<a href=\"[N]10|0|12|428\">Kaynak No: 3-5, 11, 13-16, 24-26, 28, 29, 31, 34, 36</a>).</p><p>Hastanelerde ( klinik ve gündüz tedavi ünitelerinde ), özel polikliniklerde antineoplastik ilaçların rutin kullanımına bağlı olarak gerek bilinen ve gerekse yeni ortaya çıkan mesleki tehlikeler giderek önem kazanmaktadır. Bu nedenle 1980'li yıllardan bu yana başta Amerikan Mesleki Güvenlik ve Sağlık İdaresi (OSHA) olmak üzere Dünya'nın pek çok ülkesindeki (örn; Almanya, Avustralya, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İsveç, İtalya, Kanada, Norveç, Suudi Arabistan gibi) ilgili kuruluşlar antineoplastiklerin güvenli kullanılmalarına ilişkin çalışma kılavuzları ya da yönetmelikler yayınlamaktadırlar. Ancak bu güvenli çalışma rehberlerinin uygulanmasında, sağlık çalışanının hastayı anlamsız yere kaygılandırmakla kendi sağlığını koruyarak çalışması arasındaki hassas dengeyi iyi koruyabilmesinin önemli bir nokta olduğu vurgulanmaktadır (<a href=\"[N]10|0|12|428\">Kaynak No: 2, 4, 10, 17, 20, 27, 35</a>).</p><p>Ülkemizde antineoplastik ilaçların sağlık çalışanları tarafından güvenli kullanılıp kullanılmadığını irdeleyen ve 88 hastanede çalışan 791 hemşire üzerinde 1996 yılında yapılan çalışmada, antineoplastik ilaçların hazırlanmasının %80 oranında hemşireler tarafından yapıldığı ve yine %86.2 oranında da ilaç uygulamasını hemşirelerin üstlendiği saptanmıştır. Bu çalışmada hemşirelerin sadece %4.3 'ünün antineoplastik ilaçları biyolojik güvenlik kabinlerinde ya da bozuk prematüre küvözlerinden yapılmış kapalı bir ortamda hazırladıkları belirlenmiştir. Bunun yanısıra ayni çalışmada hemşirelerin tek bir önlem aldıklarını belirtmeleri (%60.5) ve en yaygın olarak da eldiven kullandıkları, dört önlemin birarada kullanılma (gözlük,eldiven,maske ve önlük) oranının ise %5.4 olduğu saptanmıştır (<a href=\"[N]10|0|12|428\">Kaynak No: 22</a>). Nitekim Ankara ilini kapsayan hastanelerde yapılan biyoizleme çalışmalarında , yeterli güvenlik önlemleri almaksızın çalışan onkoloji hemşirelerinin idrar örneklerinde karsinojenik ve mutajenik bileşiklere maruziyetin non-spesifik göstergesi olan tiyoeter bileşiklerinin atılımının arttığı, periferal lenfosit örneklerinde DNA hasarının göstergesi olan kromozomal yapı bozukluklarının, kardeş kromatid değişikliği , mikroçekirdek sıklığı ve tek sarmal kırıkları sıklığının arttığı gösterilmiştir (<a href=\"[N]10|0|12|428\">Kaynak No: 6, 9, 30, 38</a>). Bu çalışmalardan birisinde onkoloji hemşirelerinin idrar örneklerinde 0.02-9.14 |ig/24 saat arasında değişen miktarlarda siklofosfamid tespit edilmiştir (<a href=\"[N]10|0|12|428\">Kaynak No: 8</a>). Bu siklofosfamid düzeylerinin mesleki maruziyete bağlı olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Siklofosfamid dışında diğer ilaçları kullananlarda da idrar siklofosfamid atılımı tespit edilmiştir, bu durum siklofosfamid kullanımı dışında muhtemel diğer faktörlerin olabileceğini ortaya koymaktadır.</p><p>Sonuç olarak, ülkemizde antineoplastiklerle uğraşan sağlık çalışanlarında yapılan araştırmalar, mesleki maruziyete bağlı (en az bir antineoplastik ilaca maruziyeti saptanan) genotoksik bir hasar oluştuğunu ve çalışma kapsamına alınan hastanelerde antineoplastikleri kullanma pratiklerinin mesleki maruziyeti önlemeye yeterli olmadığını ortaya koymaktadır.</p>"
},
{
"_id": 416,
"tanim": "ANTİNEOPLASTİK (SİTOTOKSİK) İLAÇLARLA GÜVENLİ ÇALIŞMA REHBERİ",
"duzey": "025",
"icerik": "<h1>ANTİNEOPLASTİK (SİTOTOKSİK) İLAÇLARLA GÜVENLİ ÇALIŞMA REHBERİ</h1> <h2>AMAÇ:</h2><p>Bu rehberin amacı ; antineoplastik ilaçların hazırlanması, depolanması, hastaya verilmesi ve atıklarının elden çıkarılmasına ilişkin kuralları belirlemek, sağlık çalışanlarının sağlık ve güvenliğini sağlayacak önerileri sunmaktır.</p><h2>KAPSAM:</h2><p>Bu rehber; antineoplastik olarak kabul edilen ilaçların hazırlandığı, kullanıldığı ve atıkların elden çıkarıldığı hastanelerde klinik ve gündüz tedavi ünitelerinde, özel polikliniklerde ya da evlerde gerek bu ilaçların çevreye yayılmasını önlemek ve gerekse bu işle uğraşan sağlık çalışanlarının ve hasta yakınlarının maruziyetlerini azaltmak için güvenli çalışma koşullarını, gerekli araç ve gereçlerin sahip olması gereken özelliklerini ve koruyucu önlemlerin yeterliliğine ilişkin tedbirleri kapsar.</p>"
},
{
"_id": 417,
"tanim": "1. Antineoplastik (Sitotoksik) İlaçların Hazırlanması Sırasında Alınması Gerekli Güvenlik Önlemleri",
"duzey": "025-005",
"icerik": "<h3>BİRİNCİ BÖLÜM : <b>Antineoplastik (Sitotoksik) İlaçların Hazırlanması Sırasında Alınması Gerekli Güvenlik Önlemleri</b></h3><p><b>1.1. İlaç Hazırlama Ortamı:</b></p> <blockquote><p><b>1.1.1.</b> Antineoplastik ilaçlar Biyolojik Güvenlik Kabinin olduğu, penceresi olan, aydınlık, başka bir amaçla kullanılmayan ayrı bir odada hazırlanmalıdır.</p><p><b>1.1.2.</b> Hazırlama ortamı dışarıya açık, havalandırması ve lavabo sistemi olan bir yer olmalıdır.</p><p><b>1.1.3.</b> Antineoplastik ilaçlar, büyük miktarlarda antineoplastik ilaç tedavisi uygulayan 3. basamak Üniveriste hastaneleri ile eğitim ve araştırma hastanelerinde, merkezi antineoplastik ilaç hazırlama birimlerinde, tercihen eczacı ya da bu alanda eğitilmiş sağlık personeli tarafından dikey hava akımlı kabinlerde hazırlanmalıdır. Diğer sağlık kurumlarında ise personelin bir siperle korunduğu, havalandırması olan ve başka bir amaçla kullanılmayan izole bir odada, flakon sulandırılmasında kapalı sistem aygıtları kullanılarak hazırlanmalıdır.</p><p><b>1.1.4.</b> Diğer sağlık personelinin ortamla temasını en aza indirmek ve ilaç hazırlayan personelin dikkatinin dağılmasını önlemek için dış ortamla temasın az olacağı biçimde düzenlenmelidir. Bunun için diafon sistemi kurulabilir.</p><p><b>1.1.5.</b> Hazırlık alanında yeme, içme, sigara içme, çiklet çiğneme ve makyaj yapma gibi sindirim yoluyla maruziyeti arttıracak işlemlerden kaçınılmalıdır ve hiçbir şekilde yiyecek bulundurulmamalıdır.</p><p><b>1.1.6.</b> Hazırlama ortamı depo ya da başka amaçlarla kullanılmamalıdır.</p><p><b>1.1.7.</b> Hazırlama ortamında ilaç dökülmesi ya da kazalar gibi acil durumlarda yapılması gereken işlemler, çalışanların görebileceği bir yere asılmalıdır.</p> </blockquote><p><b>1.2. Biyolojik Güvenlik Kabini:</b></p> <blockquote><p><b>1.2.1.</b> İlaç hazırlığı havayı dışarı veren ve geriye hava dönüşü olmayan Sınıf 2 Tip B Biyolojik Güvenlik Kabini ya da Sınıf 3 kabinde hazırlanmalıdır. Kabinlerin özellikleri ek 2'de verilmiştir.</p><p><b>1.2.2.</b> Kabinlerin bakım sözleşmeleri, kabinin yeri değiştiğinde, teknik sorun çıktığında ve her 6 ayda bir, teknik bakımı yapılacak şekilde düzenlenmelidir.</p><p><b>1.2.3.</b> Kabinler 24 saat çalışır durumda olmalıdır.</p><p><b>1.2.4.</b> Kabinlerin temizliği imalatçının önerilerine göre ya da konu ile ilgili eğitim almış kişiler tarafından yapılmalıdır.</p><p><b>1.2.5.</b> Yüzeyler su ve deterjanla temizlenmelidir.</p><p><b>1.2.6.</b> Yüzey temizliğinde kuvaterner amonyumlu temizleyiciler , alkol ve germisidal preparatlar kullanılmamalıdır. HEPA (high-efficiency particulate air) filtrelerinde risk oluşturması nedeni ile sprey temizleyiciler kullanılmamalıdır.</p><p><b>1.2.7.</b> Temizlik sırasında, dökülmelerde kullanılanlara benzer kişisel koruyucu araçlar giyilmelidir. (Bölüm 5'e bakınız.)</p> </blockquote><p><b>1.3. Kişisel Koruyucu Araçlar</b></p> <blockquote><p><b>1.3.1.</b> İlaç hazırlığında kemoterapi eldiveni, gömleği, yüzü ve gözü koruyacak kemoterapi maskesi ve koruyucu gözlük kullanılmalıdır. Kişisel koruyucu araçların özellikleri Ek 2'de verilmiştir.</p><p><b>1.3.1.</b> İlaçların hazırlanması sırasında kullanılan tüm önlük, eldiven ve ilaçla kontamine olmuş araç gereçler, atıkların yok edilmesi (Bölüm 3) başlığı altında belirtildiği gibi yokedilmelidir.</p> </blockquote><p><b>1.4. Hazırlık Sırasında Kullanılan Araç- Gereçler</b></p> <blockquote><p><b>1.4.3.</b> Biyolojik Güvenlik Kabinleri içinde üst tarafı emici altı plastik olup, geçirgen olmayan örtü kullanılmalıdır.</p><p><b>1.4.3.</b> Gün bitiminde ya da herhangi bir dökülme durumunda örtü değiştirilmelidir.</p><p><b>1.4.3.</b> İlaç hazırlığında luer-lock enjektörler (kilitli enjektör sistemi) kullanılmalıdır.</p><p><b>1.4.3.</b> İlaç hazırlığında luer-lock enjektörler (kilitli enjektör sistemi) kullanılmalıdır.</p><p><b>1.4.3.</b> Büyük enjektörler ve bu enjektörlere uygun kalın iğneler kullanılmalıdır. Bunlar Ek 2'de belirtilmiştir.</p><p><b>1.4.3.</b> Hazırlama ortamında sızdırmaya dayanıklı, nem geçirmez, normal çalışma sırasında yırtılma ve patlamayı önleyecek kadar dirençli, üzerinde \"Uluslararası Klinik Atıklar \" amblemini taşıyan, atığın özelliğine göre değişik renkli, güvenli kapatılabilir, plastik, 50lt hacminde biriktirme kapları (Ç.B, Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği) bulundurulmalıdır.</p><p><b>1.4.6. </b>Kabin içinde kullanılan iğnelerin atılabilmesi için \"Kemoterapi Atık Kutusu \" bulundurulmalıdır.</p> </blockquote>"
},
{
"_id": 418,
"tanim": "2. Antineoplastik (Sitotoksik) İlaçların Uygulanması Sırasında Alınması Gerekli Güvenlik Önlemleri",
"duzey": "025-010",
"icerik": "<h3>İKİNCİ BÖLÜM : Antineoplastik ( Sitotoksik ) İlaçların Uygulanması Sırasında Alınması Gerekli Güvenlik Önlemleri</h3><p><b>2.1. Uygulama Sırasında Maruziyet Riskleri:</b></p> <blockquote><p><b>2.1.1.</b> İlaç uygulaması sırasında sağlık çalışanları çeşitli durumlarda maruziyet yönünden risk altındadır. Bunlar:</p><p><b>2.1.2.</b> Serum gidişinde bir engel olması durumunda bu engelin giderilmesi sırasında,</p><p><b>2.1.3.</b> Şişe, minibag ya da set değiştirme sırasında,</p><p><b>2.1.4.</b> Enjektör ya da set takma sırasında,</p><p><b>2.1.5.</b> Kullanılan set ya da enjektörlerin hasarlı çıkması durumunda,</p><p><b>2.1.6.</b> Kesicilerle yaralanma durumu da olası maruziyet riskidir.</p><p><b>2.1.7.</b> Kemoterapi uygulamasının konuyla ilgili eğitim almamış sağlık personeli tarafından yapılması.</p> </blockquote><p><b>2.2. Kişisel Koruyucu Araçlar</b></p> <blockquote><p><b>2.2.1.</b> İlaç uygulama sırasında gömlek, pudrasız lateks eldiven, koruyucu gözlük ve aerosol ilaçlara özgü kemoterapi maskesi kullanılmalıdır. Malzemelerin özellikleri Ek 2'de verilmiştir.</p><p><b>2.2.2.</b> Uygulama sırasında herhangi bir dökülmede çevrenin kontaminasyonunu önlemek için uygulama alanında altları geçirgen olmayan, sıvıyı emici örtüler kullanılmalıdır.</p><p><b>2.2.3.</b> Koruyucu gözlükler deterjanla temizlenerek bol su ile çok iyi durulanmalıdır.</p><p><b>2.2.4.</b> Uygulama alanlarında deri ve göze ilaç sıçraması durumunda temizlemek için acil setler bulundurulmalı ve konu ile ilgili yapılacak işlemler çalışanların görebileceği bir yere asılmalıdır.</p><p><b>2.2.5.</b> İlaçla kontamine olmuş araç- gerecin atılabilmesi için uygun yerlerde kemoterapi atık kutuları bulundurulmalıdır.</p> </blockquote>"
},
{
"_id": 419,
"tanim": "3. Atıkların Yok Edilmesi Sırasında Alınması Gerekli Güvenlik Önlemleri",
"duzey": "025-015",
"icerik": "<h3>ÜÇÜNCÜ BÖLÜM : <b>Atıkların Yok Edilmesi Sırasında Alınması Gerekli Güvenlik Önlemleri</b></h3><p><b>3.1.</b> Kullanılmış eldiven, gömlek ve diğer atık materyaller madde 1.4'de tanımlanan plastik torbalara koyulmalıdır.</p><p><b>3.2.</b> Kullanılan iğneler atılırken, kılıfına geçirilmeye çalışılmamalıdır.</p><p><b>3.3.</b> Kontamine iğne, enjektör ve kesici-delici özellikte olan atık maddeler kemoterapi atık kutusuna konmadan önce kesici-delici maddelere dayanıklı kaplara konulmalıdır.</p><p><b>3.4.</b> Atık kutularının üzerinde \"Kemoterapi Atık Kutusu\" etiketi olmalıdır.</p><p><b>3.5.</b> İlaçların hazırlandığı ve uygulandığı alanlarda ulaşılabilecek uygun yerlere atık kutuları koyulmalıdır.</p><p><b>3.6.</b> Antineoplastikli atıkların bulunduğu çöp torbaları, tıbbi atık torbalarından farklı bir uyarı işareti ile etiketlenmelidir.</p><p><b>3.7.</b> Antineoplastikli atıklar, yok edilmesi için belediye ilgililerine teslim edilmelidir.</p><p><b>3.8.</b> Atıklar teslim edilinceye kadar kapalı ve güvenli bir alanda tutulmalıdır.</p>"
},
{
"_id": 420,
"tanim": "4. Vücut Sıvıları ve Atıkları İle Kontaminasyonla Maruziyet Durumları",
"duzey": "025-020",
"icerik": "<h3>DÖRDÜNCÜ BÖLÜM : <b>Vücut Sıvıları ve Atıkları İle Kontaminasyonla Maruziyet Durumları</b></h3><p><b>4.1. Alınacak Önlemler</b></p> <blockquote><p><b>4.1.1.</b> Antineoplastik ilaçlara maruziyette güvenli doz sınırı olmadığından her türlü maruziyet risk olarak kabul edilmelidir.</p><p><b>4.1.2.</b> Tüm sağlık personeli vücut sıvıları ve atıkları ile yapılan her türlü işlemde(idrar, kan analizi, torasentez, parasentez) koruyucu önlem almalıdır.</p><p><b>4.1.2.</b> Antineoplastik ajanların vücuttan atılma süresi ilaca ve kişiye göre değişmekle birlikte genel olarak 48 saatlik bir süre kabul edilmektedir:</p> <blockquote><p><b>4.1.3.a.</b> Antineoplastik ajanların çoğu uygulamadan sonra ki 48 saat içinde tamamen idrar yolu ile atılır.</p><p><b>4.1.3.b.</b> Antineoplastik ajanların çoğu uygulamadan sonraki 7 gün içinde tamamen gaita ile atılır.</p> </blockquote><p><b>4.1.4.</b> Vücut sıvıları ile ilgili işlemlerde tüm sağlık personeli ve hastaya bakım veren bireyler eldiven, gömlek giymeli ve gözlük takmalıdır.</p><p><b>4.1.5.</b> Vücut atıklarını tamamen uzaklaştırmak için tuvalet sifonu iki kez çekilmelidir. Sifon olmayan yerlerde bol su dökülmelidir.</p><p><b>4.1.6.</b> İlaç uygulaması yapılan hasta ve hastaya bakım veren bireyler evde almaları gereken önlemler konusunda bilgilendirilmelidir.</p> </blockquote>"
},
{
"_id": 421,
"tanim": "5. Kaza ve Dökülmelerde Alınması Gerekli Güvenlik Önlemleri",
"duzey": "025-025",
"icerik": "<h3>BEŞİNCİ BÖLÜM : <b>Kaza ve Dökülmelerde Alınması Gerekli Güvenlik Önlemleri</b></h3><p>Kurumun sağlık ve güvenlik programları içinde antineoplastik ilaçların kaza ile dökülmesi durumunda alınması gerekli önlemler yer almalı ve kaza ile dökülmelerde uygun işlemler konusunda eğitim almış personel tarafından hemen temizlik yapılmalıdır.</p><p><b>5.1. Personele Bulaşma Durumu</b></p> <blockquote><p><b>5.1.1.</b> Ek 2'de verilen dökülme seti kullanılmalıdır.</p><p><b>5.1.2.</b> Eldiven ve önlük hemen çıkarılmalıdır.</p><p><b>5.1.3.</b> Etkilenen deri sabun ve bol suyla yıkanmalıdır.</p><p><b>5.1.4.</b> Etkilenen göz musluk altında bol su ile ya da izotonik yıkama solüsyonuyla ( %0.9 luk NaCl ) en az 15 dakika süre ile yıkanmalıdır.</p><p><b>5.1.5.</b> Maruziyet durumu, çalışanların tıbbi kayıtlarına kaydedilmelidir.</p> </blockquote><p><b>5.2. Az Miktarda Dökülmelerin Temizlenmesi</b></p> <blockquote><p><b>5.2.1.</b> Ek 2'de verilen dökülme seti kullanılmalıdır.</p><p><b>5.2.2.</b> 5 ml'den az dökülmelerde temizleme işlemi önlük, eldiven ve gözlük kullanılarak yapılmalıdır.</p><p><b>5.2.3.</b> Dökülen sıvı ilaçlar emici örtü ile, toz ilaçlar ıslak emici örtülerle silinerek temizlenmelidir.</p><p><b>5.2.4.</b> Kırılmış cam parçaları küçük bir kürek yardımı ile toplanarak kesici araç-gerecin atıldığı atık kutularına atılmalıdır.</p><p><b>5.2.5.</b> Kontamine olmuş, yeniden kullanılabilir nitelikteki araçlar uygun şekilde temizlendikten sonra tekrar kullanılabilir.</p> </blockquote><p><b>5.3. Fazla Miktarda Dökülmelerin Temizlenmesi</b></p> <blockquote><p><b>5.3.1.</b> Ek 2'de verilen dökülme seti kullanılmalıdır.</p><p><b>5.3.2.</b> 5 ml'den fazla dökülmelerde emici bezler kullanılmalı ve alan izole edilmelidir.</p><p><b>5.3.3.</b> Toz içerikli dökülmelerin temizliğinde ıslak bez ya da havlu kullanılmalıdır.</p><p><b>5.3.4.</b> Tüm kontamine yüzeyler deterjan ve su ile üç kez temizlenmelidir.</p><p><b>5.3.5.</b> Tüm kontamine emici bezler ve diğer materyaller, kemoterapi atık kutusuna atılmalıdır.</p> </blockquote><p><b>5.4. Biyolojik Güvenlik Kabinlerinde Dökülmelerde Kabinin Temizlenmesi</b></p> <blockquote><p><b>5.4.1.</b> Ek 2'de verilen dökülme seti kullanılmalıdır.</p><p><b>5.4.1.</b> Madde 5.2 ve 5.3' teki gibi temizleme yapılmalıdır.</p><p><b>5.4.1.</b> 150 ml ya da daha fazla dökülmelerde dökülen alan temizlendikten sonra kabinin tüm yüzeylerinin temizlenmesi gerekmektedir.</p><p><b>5.4.1.</b> Hepa filtrelere bulaşma olmuşsa, eğitimli personel tarafından temizliği yapılana kadar ya da filtrenin değiştirilmesi gerekiyorsa filtre değiştirilene kadar kabin kullanılmamalıdır.</p> </blockquote><p><b>5.5. Dökülmelerde Kullanılacak Malzemeler:</b></p> <blockquote><p><b>5.5.1.</b> Kaza ve dökülmelerde kullanılacak malzemeler Ek 2'de verilmiştir.</p><p><b>5.5.2.</b> Bu malzemelerin hazırlama ve uygulama alanlarında hazır bir şekilde ulaşılabilecek yerlerde bulunması gerekmektedir.</p> </blockquote>"
},
{
"_id": 422,
"tanim": "6. Depolama ve Taşıma Sırasında Alınması Gerekli Güvenlik Önlemleri",
"duzey": "025-030",
"icerik": "<h3>ALTINCI BÖLÜM : <b>Depolama ve Taşıma Sırasında Alınması Gerekli Güvenlik Önlemleri</b></h3><p><b>6.2. Taşıma</b></p> <blockquote><p><b>6.2.1.</b> Antineoplastik ilaçlar hazırlandıktan sonra uygulama alanına götürülürken, temiz plastik torbaların içine yerleştirilerek güvenli bir şekilde kapatılmalı ve yırtılması engellenecek şekilde taşınmalıdır.</p><p><b>6.2.2.</b> Antineoplastik ilaçları taşımadan görevli personel dökülmelerde, bulaşmış alanın işaretlenmesi ve yardım çağırma gibi konularda eğitim almış olmalıdır.</p> </blockquote>"
},
{
"_id": 423,
"tanim": "7. Tıbbi İzlem",
"duzey": "025-035",
"icerik": "<h3>YEDİNCİ BÖLÜM : <b>Tıbbi İzlem</b></h3><p><b>7.1.</b> Antineoplastik ilaçlarla çalışma ile ilgili sağlık etkilerinin tanı ve kontrolü için işe yerleştirilmeden önce, çalışırken, periyodik olarak yılda ya da iki yılda bir akut maruziyet durumlarında ve işten çıkışlarda tıbbi değerlendirme yapılmalı ve bunların kaydı tutulmalıdır.</p> <blockquote><p><b>7.1.1.</b> Tıbbi izlem, öykü, fizik muayene, tam kan sayımı, karaciğer fonksiyon testleri, kreatinin, kan üre nitrojen (BUN) ve idrar analizini içermelidir.</p><p><b>7.1.2.</b> Ani maruz kalmalarda, ilaç dökülmelerinde belirtilen (Bölüm 5 ) önlem ve işlemler yapıldıktan sonra, personel fizik muayeneden geçirilerek gerekli bilgiler personelin tıbbi dosyasına kayıt edilmelidir.</p><p><b>7.1.3.</b> Gebe ya da emziren sağlık personeli ile çocuk sahibi olmak için tedavi gören kadın ya da erkek çalışanların bu ilaçlarla temasını önlemek gerekmektedir. Bu konuda geliştirilecek politikalara göre, gebe ya da emzirmekte olan sağlık personeli eğer isterlerse bu tip ilaçların kullanılmadığı alternatif görevlerde çalıştırılabilirler.</p> </blockquote>"
},
{
"_id": 424,
"tanim": "8. Çalışanın Bilgilendirilmesi ve Eğitimi",
"duzey": "025-040",
"icerik": "<h3>SEKİZİNCİ BÖLÜM : <b>Çalışanın Bilgilendirilmesi ve Eğitimi</b></h3><p><b>8.1.</b>Personel işe başladığında antineoplastik ilaçların zararlı etkileri, alınması gerekli güvenlik önlemleri ve hastane politika-prosedürleri konularında eğitilmelidir.</p><p><b>8.2.</b>Eğitimlerin kaydı tutulmalıdır.</p><p><b>8.3.</b>Eğitim içeriği: Teorik ve uygulamalı olarak verilmeli ve öncelikle aşağıdaki temel konuları içermelidir:</p> <blockquote><p><b>8.3.1.</b> Kemoterapinin Temel İlkeleri</p><p><b>8.3.2.</b> Kemoterapi Hazırlığı ve Uygulaması Süresince Korunma ve Güvenlik Önlemleri</p><p><b>8.3.3.</b> Kemoterapi Uygulaması (Tedavi öncesi değerlendirme, Kemoterapi hazırlığı, taşınması ve depolanması, damar yoluna giriş araçları, ekstravazasyon, hipersensitivite ve allerjik reaksiyonların kontrolü)</p><p><b>8.3.4.</b> Kemoterapiye Bağlı Semptomların Yönetimi ve Bakımı</p><p><b>8.3.5.</b> Hasta ve Ailenin Eğitimi</p> </blockquote><p><b>8.4.</b> Antineoplastik ilaçlarla uğraşan sağlık personelinin maruz kaldığı düzeylerin kimyasal olarak izlenmesi gerçekleştirilinceye kadar, antineoplastik ilaçlara mesleki maruziyet riskini minimumda tutabilmek için, sağlık personelinin, uygulanan güvenlik önlemlerine gösterdiği uyum ve güvenli kullanım politika ve yöntemlerin performanslarının periyodik olarak izlenmelidir.</p>"
},
{
"_id": 425,
"tanim": "EKLER - EK 1: ANTİNEOPLASTİK (SİTOTOKSİK) İLAÇLARIN LİSTESİ",
"duzey": "030",
"icerik": "<h2>EK-1 : Antineoplastik (Sitotoksik) ilaçların Listesi</h2> <h3>Alkilleyici Ajanlar</h3><ul> <li>Busulfan Dakarbazin</li> <li>Estramustinfosfat sodyum</li> <li>Fotemustine</li> <li>İfosfamid</li> <li>Karboplatin</li> <li>Karmustin</li> <li>Klorambusil</li> <li>Klornafazin</li> <li>Lomustin(CCNU)</li> <li>Mekloretamin hidroklorür (Azot Hardalı)</li> <li>Melfalan</li> <li>Mileran</li> <li>Siklofosfamid</li> <li>Sisplatin</li> <li>Streptozosin</li> <li>Teosulfan</li> <li>Tiotepa</li> <li>Urasil Hardalı</li></ul> <h3>Antimetabolitler</h3><ul> <li>Azotioprim</li> <li>Fludarabin</li> <li>Fluorourasil</li> <li>Merkaptopürin</li> <li>Metotreksat</li> <li>Procarbazin</li> <li>Sitosin arabinosid (Sitarabin) Tioguanin</li></ul> <h3>Antibiyotikler</h3><ul> <li>Adriamisin(Doksorubisin)</li> <li>Bleomisin</li> <li>Daktinomisin (Aktinomisin D)</li> <li>Daunorubisin</li> <li>Epirubisin</li> <li>İdarubisin</li> <li>Mitomisin C</li></ul> <h3>Mitotik İnhibitörler</h3><ul> <li>Etoposid</li> <li>Vinkristin</li> <li>Vinblastin</li> <li>Vinerolbin</li></ul> <h3>Diğerleri</h3><ul> <li>Aldeslökin</li> <li>Amifostin</li> <li>Aminoglutetimid</li> <li>Asparaginaz</li> <li>Dietilstilbestrol</li> <li>Doksetaksel</li> <li>Etinil Estradiol</li> <li>Gemsitabin</li> <li>Hidroksiüre</li> <li>İnterferon alfa</li> <li>İrinotekan HCl trihidrat</li> <li>Medroksiprogesteron</li> <li>Megestrol</li> <li>Mitoksantron</li> <li>Paklitaksel</li> <li>Tamoksifen</li> <li>Topotekan</li> <li>Tretinoin</li></ul><p>Bu liste tam bir liste olmayıp, belli aralıklarla güncelleştirilmelidir.</p>"
},
{
"_id": 426,
"tanim": "EKLER - EK 2: ANTİNEOPLASTİK (SİTOTOKSİK) İLAÇLARIN HAZIRLANMASI VE UYGULANMASI SIRASINDA KULLANILAN MALZEMELERİN ÖZELLİKLERİ",
"duzey": "035",
"icerik": "<h2>EK-2 :Antineoplastik (Sitotoksik) İlaçların Hazırlanması ve Uygulanması Sırasında Kullanılan Malzemelerin Özellikleri</h2><h3>1. Biyolojik Güvenlik Kabini:</h3><ul><li>İlaç hazırlama da Sınıf II Tip B ya da Sınıf III Biyolojik Güvenlik Kabinleri tercih edilmelidir.</li><li>Sınıf II Tip B Kabinler hepa filtreli ve negatif basınçlıdır. Dışarı atılan hava geri dönmez.</li><li>Sınıf III kabinler negatif basınç altındadır. Havanın hepsi hepa ile filtre edilir.</li><li>Her iki kabin de kabin içi havayı dışarıya verdikten sonra geriye hava dönüşü olmadığı için önerilmektedir.</li><li>Diğer kabinlerde geriye hava dönüşü olduğu için ve havanın geri geldiği yol kontamine olduğundan, koruyucu özelliği olmaması nedeniyle tercih edilmemektedir.</li></ul><h3>2. Eldivenler:</h3><ul><li>Antineoplastik ilaçların hazırlanması sırasında pudrasız ve lateks olan, normal cerrahi eldivenlerden daha kalın kemoterapi eldivenleri (3-4 mm ya da daha kalın) kullanılmalıdır.</li><li>Pudranın geçirgenliği arttırdığı saptanmıştır.</li><li>Eldivenlerde geçirgenlik süre ile bağlantılı olarak arttığından eldivenler saat başı ve ilaç bulaştığında ya da yırtıldığında mutlaka değiştirilmelidir.</li><li>Uygun kalınlıkta kemoterapi eldiveni olmadığı zaman pudrasız çift lateks eldiven kullanılabilir.</li><li>Lateks alerjisi olan personel alta nitril ya da lateks içeriği olmayan bir eldiven giydikten sonra üstüne lateks eldiven giymelidir.</li><li>Eldivenlerin iç tarafı kullanılan malzemeyi rahat tutabilecek şekilde pürtüklü olmalı, çok düz olmamalıdır.</li><li>İlacın hastaya uygulanmasında pudrasız lateks eldivenler kullanılmalıdır.</li><li>Yırtıldığında ya da ilaçla kontamine olduğunda değiştirilmelidir.</li></ul><h3>3. Gömlekler:</h3><ul><li>Koruyucu, atılabilir gömlekler, pamuklu ve sıvı geçirmeyen özellikte uzun kollu, kol manşetleri elastik ya da örgü şeklinde olmalıdır.</li><li>Yapılan çalışmalar yüksek dansiteli polietilen lifli gömleklerin, antineoplastik ilaçların hava yolu ile ya da dökülme durumunda daha fazla koruyucu olduğunu göstermiştir.</li><li>Standart laboratuvar gömlekleri ya da diğer materyallerden yapılmış gömlekler giyilmemelidir.</li><li>Gömlek mesai bitiminde ya da kirlendiğinde atılmalıdır.</li></ul><h3>4. Koruyucu Maske:</h3><ul><li>Solunum yolu ile kontaminasyonu önlemek için normal tıbbi maskelerde daha kalın ve yüzün daha geniş bir kısmını örtecek şekilde olmalıdır.</li><li>Cerrahi maske bu özellikleri taşımamaktadır.</li></ul><h3>5. Koruyucu Gözlük:</h3><ul><li>Normal gözlüklerden farklı olarak gözün yan taraflarını da koruyacak biçimde olmalıdır.</li></ul><h3>6. Kemoterapi Atık Kutusu:</h3><ul><li>Bulunulan ortamla temasın en aza indirildiği, kapalı sistem atık kutuları tercih edilmelidir.</li></ul><h3>7. Emici Örtüler:</h3><ul><li>Sıvı emici özelliği olan ancak alt tarafa sıvıyı geçirmeyen özellikte olmalıdır.</li></ul><h3>8. Kalın İğne ve Luer-look Enjektörler</h3><ul><li>Hazırlama işleminin çabuk olabilmesi için 18 No'lu kalın iğneler kullanılabilir.</li><li>Toz halindeki ilaç fazla miktarda serumla dilüe edilmesi gerekiyorsa tek bir enjektör kullanılarak dilüe edebilmek için 20 cc'lik ya da 50 cc'lik enjektörler kullanılabilir.</li><li>İğne ile enjektör arasındaki bağlantının güvenilir olması için luer-look enjektörler kullanılmalıdır.</li></ul><h3>9. Dökülmelerde kullanılacak malzemeler (Dökülme Acil Seti):</h3><ul><li>İki çift eldiven,</li><li>Koruyucu atılabilir önlükler,</li><li>Koruyucu gözlük,</li><li>Dökülme işareti,</li><li>Ayakkabı kılıfı (galoş),</li><li>Emici 2 örtü (12x12 cm), 250 ml-1 litre kadar dökülmeler için geniş örtüler,</li><li>Cam kırıkları toplamak için küçük bir kürek ve küçük bir fırça ya da süpürge</li><li>İki büyük zararlı ilaç atık torbası</li><li>Hazırlama ve uygulama alanlarının yakınında, ulaşılabilecek bir yerde sıvı deterjan bulundurulmalıdır.</li><li>Tekrar kullanılabilen malzemeler deterjanlı suyla iyice yıkanıp durulandıktan sonra kullanılmalıdır.</li><li>Bu malzemelerin hepsi bir arada ilgili personelin kolay ulaşabileceği uygun yerlerde bulundurulmalıdır.</li></ul><h3>10. Biyolojik güvenlik kabinlerinin sınıflandırılması</h3><p>Sınıf II B tipi ya da Sınıf III kabinleri kabin içindeki havayı dışarı verdiklerinden, çalışan kişiyi koruyucu olmaları nedeniyle antineoplastik ajanların hazırlığında kullanılması önerilmektedir. Aşağıda Sınıf II ve Sınıf III kabinlerine yönelik bilgi verilmiştir;</p><p> Sınıf II: Başlıca dört tip Sınıf II Biyolojik güvenlik kabini bulunmaktadır. Bu kabinlerde aşağı doğru hava akışı vardır ve HEPA filtreleri bulunmaktadır. Bu kabinler, kabin içindeki havanın yeniden dolaşım miktarına göre, kabin içindeki havanın oda içine ya da dış atmosfere atılmasına göre, pozitif ya da negatif basınçla boruları bulaştırmasına göre farklılık göstermektedir. Aşağıda bu kabinlerin dört tipi tanımlanmaktadır:</p><ul><li>A tipi kabinler, kabin havasının yaklaşık % 70'ini HEPA filtresi aracılığıyla tekrar kabin içine geri döndürmekte; geri kalanı HEPA ile filtre edildikten sonra hazırlanan oda içine atılmaktadır. Bulaşmış borular pozitif basınç altındadır.</li><li>B1 tipi kabinler, yüksek hava akımına sahiptir, kabindeki havanın % 30'u geri dönüşlüdür; geri kalanı HEPA ile filtre edildikten sonra dışarı atılır. Biyolojik olarak kirlenmiş tüm yollar negatif basınç altındadır ya da negatif basınç ile çevrilidir.</li><li>B2 tipi kabin sistemleri, kabin içindeki hava HEPA ile filtre edildikten sonra , kabin ya da oda içine geri dönüş olmadan havanın hepsi dışarı atılır. Havanın geri dönüşü olmaması dışında diğer özellikleri B1'e benzer.</li><li>B3 kabinleri, kabindeki havanın yaklaşık % 70'nin geri dönüşlü olması nedeniyle A tipi kabinlere benzer. Ancak geri kalan % 30'u negatif basınç altında dışarıya ve borulara yollanır.</li></ul><p>Sınıf III: Bu kabinler, tamamen gaz çıkışına kapalı yapılmıştır. Tüm kabin negatif basınç altındadır ve tüm çalışmalar eldiven takılarak yapılır. Havanın hepsi HEPA ile filtre edilir.<br />Dikey (vertikal) hava akımlı biyolojik güvenlik kabinleri tercih edilmelidir. Yatay (horizantal) hava akımlı biyolojik güvenlik kabinleri filtre edilen havayı çalışma alanına geri vermesi nedeniyle antineoplastik ilaç hazırlama da kullanılmamalıdır.</p>"
},
{
"_id": 427,
"tanim": "EKLER - EK 3: TERİMLER SÖZLÜĞÜ",
"duzey": "040",
"icerik": "<h1>EK-4 : TERİMLER SÖZLÜĞÜ</h1><p><b>Antineoplastik:</b> Maliyn neoplazmaları ortadan kaldırmak için kullanılan kimyasal bileşikler (İlaçlar)</p><p><b>Genotoksik:</b> Genetik materyalde (DNA) hasar oluşması. Böyle bir hasar mutajenik ve/veya kanserojenik olabilir.</p><p> <b>Germisid:</b> Mikropları yok eden, antiseptik.</p><p> <b>Güvenli Çalışma:</b> Antineoplastik ilaçların hazırlanması, depolanması, taşınması, hastaya verilmesi ve atıkların elden çıkarılmalarına ilişkin alınması gerekli tüm önlemler.</p><p> <b>Kanserojenik Etki:</b> Kimyasal, fiziksel ya da biyolojik etkenler ile maliyn neoplazma sıklığının artması.</p><p><b>Kardiyotoksik Etki:</b> Kalp Hücrelerinde hasar oluşması</p><p> <b>Klastojenik Etki: </b>Kromozom kırılması ve/veya buna bağlı olarak kromozom parçalarındaki kayıp, artma ya da düzensizliklerin olması.</p><p> <b>Kemoterapi: </b>Kimyasal bileşikler yardımıyla hastalık tedavisi, ilk olarak bu terim hastaya zarar vermeden hastalık etkenini etkileyen kimyasal bileşiklerin uygulanmasında kullanılmıştır, sıklıkla ilaçlar (kimyasal bileşikler) ile maliyn hücrelerin büyümelerini durdurma ya da tersine çevirme işlemi için de kullanılmaktadır.</p><p><b>Mutajenik Etki: </b>Fiziksel, kimyasal ya da biyolojik etkenlerin genetik materyalde kalıcı değişiklikleri (mutasyon) indüklemesi. Mutajenik etki üreme hücrelerinde ya da somatik hücrelerde olabilir.<br />Nefrotoksik Etki: Böbrek hücrelerinde hasar oluşması.</p><p><b>Pulmoner Toksik Etki:</b> Solunum sistemi hücrelerinde hasar oluşması.</p><p><b>Sağlık Çalışanı:</b> Antineoplastik ilaçların hazırlanması, depolanması, taşınması, hastaya verilmesi ve atıkların elden çıkarılmalarında görevli olan her birey.</p><p><b>Sitotoksik:</b> Hücre yapısı ya da fonksiyonunda hasar oluşturan kimyasal bileşik, sıklıkla bölünmekte olan hücreleri selektif olarak ortadan kaldırmak için kullanılan antineoplastik ilaçları tanımlamak için de sıklıkla kullanılır. Ne tüm antineoplastikler sitotoksiktir, ne de tüm sitotoksik bileşikler kanser tedavisinde kullanılmaktadır. Pek çok bileşiğin zararlı etkileri konusunda bilgilerimiz arttıkça ve yeni tehlikeli bileşikler geliştirilmeye devam ettikçe sitotoksisite terimi daha az uygun hale gelebilecektir. Bu rehberde sitotoksisite terimi sadece başlıkta bırakılmıştır, ancak rehberin diğer kısımlarında antineoplastik terimini kullanılması tercih edilmiştir.</p><p> <b>Teratojenik Etki:</b> Hamilelik döneminin herhangi bir aralığında indüklenip ve doğumda ya da postneonatal dönemde ortaya çıkan morfolojik, biyokimyasal ya da davranışsal anomali oluşması.</p><p><b>Ürotoksik Etki:</b> Üriner sistem hücrelerinde hasar oluşması.</p>"
},
{
"_id": 428,
"tanim": "KAYNAKLAR",
"duzey": "045",
"icerik": "<ol> <li>Abacıoğlu, N., Onursal, E., Hatunoğlu, K., Abacıoğlu, H.: Türkiye Tıbbi ilaç Rehberi,Güncel Farmalist 2002, Palme Yayıncılık, 8.Baskı, Ankara,2002.</li> <li>Al-Ghamdi, M.S., Al-Mustafa, Z.H.: The handling of anticancer drugs in Riyadh and the Eastern Province. <u>Ann.Saudi Med</u>., 17(2),257-59,1997.</li> <li>Anwar, W.A., Salama, S.I., El Serafy, M.M., Hemida, S.A., Hafez, A.S.: Chromosomal aberrations and micronucleus frequency in nurses occupationally exposed to cytotoxic drugs. <u>Mutagenesis</u>, 9,315-17,1994.</li> <li>American Society of Hospital Pharmacists. ASHP Technical Assistance Bulletin on Handling Cytotoxic and Hazardous Drugs,1996.</li> <li>Anderson, R.W., Puckett, W.H., Dana, W,J., Nguyen, T.V., Theiss, J.C., Mattney, T.S.: Risk of handling injectable antineoplastic agents. <u>Am. J. Hosp. Pharm., </u>39,1881 -87,1982.</li> <li>Bayhan,A., Burgaz,S., Karakaya,A.E.: Urinary thioether excretion in nurses at an oncologic department. <u>J.Clin.Pharm.Therap</u>., 12, 3036,1987.</li> <li>Burgaz,S.,Özdamar,Y.N.,Karakaya,A.E.:A signal assay for the detection of genotoxic compounds: Application on the of cancer patients on chemotherapy and of nurses handling cytotoxic drugs. <u>Human Toxicol</u>.,7,557-60, 1988.</li> <li>Burgaz,S., Karahalil,B.,Bayrak,P.,Taşkın,L.,Yavuzaslan,F., Bökesoy,I., Anzion,R.B.M., Bos,R.P., Platin,N: Urinary cyclophosphamide excretion and micronuclei frequencies in peripheral lymphocytes and in exfoliated buccal epithelial cells of nurses handling antineoplastics. <u>Mutat. Res.,</u> 439, 97-104, 1999.</li> <li>Burgaz,S., Karahalil,B., Canlı,Z., Terzioğlu,F., Ançel,G., Anzion, R.B.M., Bos,R., Hüttner,E.: Assessment of genotoxic damage in nurses occupationally exposed to antineoplastics by the analysis of chromosomal aberrations. <u>Human. Exp. Toxicol</u>., 21, 129-135,2002.</li> <li>Directorate of Labour Inspection: Guidelines concerning the handling of cytostatic agents, Oslo, Norway,1980.</li> <li>Ensslin, A.S., Huber, R., Pethran, A., Römmelt, H., Schierl, R., Kulka, U., Fruhmann, G.: Biological monitoring of hospital pharmacy personnel occupationally exposed to cytostatic drugs: urinary excretion and cytogenetic studies. <u>Int. Arch.Occup.Environ. Health</u> , 70, 205-8, 1997.</li> <li>Fırat, D., Haytan, M.D.: Cancer Statistics in Turkey and in the World,1990-92, Turkish Association for Cancer Research and Control,<br>1st Ed., İz Matbaacı lık,Ankara,1995.</li> <li>Fuchs, J., Hengstler, J.G., Jung, D., Hiltl,G., Konietzko, J., Oesch, F.:DNA damage in nurses handling antineoplastic agents. <u>Mutat. Res.,</u>342,17-23, 1995.</li> <li>Fucic, A., Jazbec, A., Mijic, A, Seso-Simic, D., Tomek, R.: Cytogenetic consequences after occupational exposure to antineoplastic drugs.<br><u>Mutat.Res</u>., 416,59-66,1998.</li> <li>Grummt, T., Grummt, H.J., Schott, G.: Chromosomal aberrations in peripheral lymphocytes of nurses and physicians handling antineoplastic drugs. <u>Mutat. Res</u>., 302,19-24,1993.</li> <li>Hirst, M.,Tse, S., Mills, D.G., Levin.: Occupational exposure to cyclophosphamide. <u>Lancet</u>, January 28,186-88,1984.</li> <li>HMSO: Precautions for the safe handling of cytotoxic drugs, London, Her Majesty's Stationery Office (Guidance Note MS21),1983.</li> <li>International Agency for Research on Cancer ., IARC Monographs on the evaluation of carcinogenic risk of chemicals to humans ,Some antineoplastic and Immunosuppressive Agents. Vol. 26. International Agency for Research on Cancer, Lyon, France, 1981 .</li> <li>International Agency for Research on Cancer., IARC Monographs on the Evaluation of Carcinogenic Risks to Humans-Overall Evaluations of Carcinogenicity: An updating of IARC Monographs,Volumes 1 to 42,Supplement 7, Lyon,1987.</li> <li>Irish Association for Nurses in Oncology: Guidelines for the safe handling and administration of cytotoxic drugs,Dublin,1990.</li> <li>Kasuba, V., Rozgaj, R, Garaj-Vrhovac, V.: Analysis of sister chromatid exchange and micronuclei in peripheral blood lymphocytes of nurses handling cytostatic drugs. <u>J.Appl.Toxicol</u>.,19(6), 401-4, 1999.</li> <li>Kubilay, G., Fesci, H., Erdem,Y., Yurtsever, S., Kutlutürkan, S., Güner, P., Platin, N.: Kemoterapi hazırlayan ve uygulayan hemşirelere ilişkin durum değerlendirmesi. <u>Onkoloji Hemşireliği Derneği Bülteni</u>, 6,715,1997.</li> <li>Macek,C.: Hospital personnel who handle anticancer drugs may face risks. <u>JAMA</u>,247,11-12,1982.</li> <li>Machado-Santelli, G.M., Cerqueira, E.M., Oliveira, C.T., De Braganca Pereira, A.A.: Biomonitoring of nurses handling antineoplastic drugs.<br><u>Mutat. Res</u>.,322,203-208,1994.</li> <li>Newman, M.A., Valanis, B.G., Schoeny, R.S., Que Hee, S.: Urinary biological monitoring markers of anticancer drug exposure in oncology nurses. <u>Am. J. Public Health</u>, 84,852-55,1994.</li> <li>Norppa, H., Sorsa, M., Vainio, H., Grôhn, P., Heinonen, E., Holsti, L., Nordman, E. : Increased sister chromatid exchange frequencies in lymphocytes of nurses handling cytostatic drugs. <u>Scand. J. Work Environ. Health</u>, 6,299301,1980.</li> <li>Occupational Health and Safety Administration, OSHA Instruction TED 1.15. Directorate of Technical Support. Controlling Occupational exposure to Hazardous Drugs., March 2001.</li> <li>Oestreicher, U., Stephan, G., Glatzel, M.: Chromosome and SCE analysis in peripheral lymphocytes of persons occupationally exposed to cytostatic drugs handled with and without use of safety covers. <u>Mutat. Res</u>.,242,271-77,1990.</li> <li>Pohlova, H., Cerna,M., Rôssner, P. : Chromosomal aberration, SCE and urine mutagenicity in workers occupationally exposed to cytostatic drugs. <u>Mutat. Res.,</u> 174, 213-17,1986.</li> <li>Şardaş, S., Gök, S., Karakaya, A.E.: Sister chromatid exchanges in lymphocytes of nurses handling antineoplastic drugs. <u>Toxicol.Lett</u>., 55, 11-15,1991.</li> <li>Sarto, F., Trevisan, A.,Tomanin, R.,Canova, A., Fiorentino, M.:Chromosomal aberrations, sister chromatid exchanges and urinary thioethers in nurses handling antineoplastic drugs. <u>Am. J. Ind. Med</u>., 18,689-95,1990.</li> <li>Sessink, P.J.M., Boer, K.A., Scheefhals, A.P.H., Anzion, R.B.M., Bos, R.P.: Occupational exposure to antineoplastic agents at several departments in a hospital. Environmental contamination and excretion of cyclophosphamide and iphosphamide in urine of exposed workers.<u>Int</u><u>. Arch. Occup. Environ. Health</u>., 64,105-12, 1992.</li> <li>Sessink., P.J.M., Cerna ,M., Rôssner, P., Pastorkova, A., Bavarova, H.,. Frankova, K, Anzion, R.B.M., Bos, R.P.: Urinary cyclophosphamide excretion and chromosomal aberratios in peripheral blood lymphocytes after occupational exposure to antineoplastic agents, <u>Mutat. Res</u>. 309,193-199,1994.</li> <li>Sessink, P.J.M., van de Kerkhof, M.C.A.,. Anzion ,R.B.M, Noordheek, J., Bos,R.P.: Environmental contamination and assessment of exposure to antineoplastic agents by determination of cyclophosphamide in urine of exposed pharmacy technicians : Is skin absorption an important exposure route?, <u>Arch. Environ</u>. Health 49, 165-169, 1994.</li> <li>Skov T. Handling antineoplastic drugs in the European Community countries. <u>Eur.J. Cancer Prev</u>., 2, 43-6,1993.</li> <li>Sorsa, M., Pyy, L.,Salomaa, S., Nylund, L., Yager,J .W.: Biological and environmental monitoring of occupational exposure to cyclophosphamide in industry and hospitals. <u>Mutat. Res</u>., 204, 46579, 1988.</li> <li>Steven, K.R.: Safe handling of cytotoxic drugs in home chemotherapy. <u>Semin. Oncol. Nurs.,</u> 5(Suppl 1), 15-20, 1989.</li> <li>Ündeğer Ü, Başaran N, Kars A, Güç D.: Assessment of DNA damage in nurses handling antineoplastic drugs by the alkaline COMET assay. <u>Mutat.Res</u>., 439, 277.</li></ol>"
}
]
|
tr.com.rxmediapharma.wu.model.mongo.Kitaplar
|
13
|
Klinik Araştırmalar Hakkında Yönetmelik
|
*** LARGE PROPERTY ***
~108 KB Preview:[{"_id":429,"tanim":"Biri Click to fetch this property |
tr.com.rxmediapharma.wu.model.mongo.Kitaplar
|
15
|
Eczacılık Yeterlilik Standartları 2013
|
*** LARGE PROPERTY ***
~749 KB Preview:[{"_id":449,"tanim":"Önsö Click to fetch this property |
tr.com.rxmediapharma.wu.model.mongo.Kitaplar
|
16
|
Klinik Onkoloji Eczacılığı Sürekli Eğitim Mektupl…
|
*** LARGE PROPERTY ***
~574 KB Preview:[{"_id":467,"tanim":"Giri Click to fetch this property |
tr.com.rxmediapharma.wu.model.mongo.Kitaplar
|
| Documents | 15 |
| Total doc size | 6.98 MB |
| Average doc size | 476.65 KB |
| Pre-allocated size | 3.31 MB |
| Indexes | 1 |
| Total index size | 20 KB |
| Padding factor | |
| Extents |
| Name | Columns | Size | Attributes | Actions |
|---|---|---|---|---|
| _id_ |
_id ASC
|
20 KB | DEL |